"Time, dear friend, time brings round opportunity; opportunity is the martingale of man. The more we have ventured the more we gain, when we know how to wait."
"Yes; but to wait surrounded by assassins and poisoners."
"Bah!" said Athos. "God has preserved us hitherto, God will preserve us still."
¢---⋆Σ
"Zaman sevgili dostum, zaman fırsatları da beraberinde getirir; fırsat insanın martingale'sidir. Ne kadar çok riske girersek, beklemesini bildiğimizde o kadar çok kazanırız."
"Evet; ama suikastçılar ve zehirleyicilerle çevrili olarak beklemek."
"Ah!" dedi Athos. "Tanrı bizi bugüne kadar korudu, yine koruyacaktır."
Barnabas İncili’nin akibeti nereye varacak?
1983 Kışında, Şırnak'ın Uludere kazasına bağlı "Kela Memo" mevkiinde av köpekleriyle avlanmaya çıkan Timurhan Ağa ve adamları bir ara köpeklerini kaybederler. Köpeklerinin yeraltı gibi bir yerden seslerini işitirler. Mağara gibi bir yerden girdiklerinde aşağıya doğru yol olduğunu
Ona sarıldım. Will Traynor, parlak şehir çocuğu, dalgıç, sporcu, gezgin, sevgili. Onu yakınımda tuttum ve hiçbir şey söylemedim. Aslında sessizce sevildiğini söylüyordum. Ah hem de ne kadar çok sevilmişti.
Erotizm Dozu Yüksek 11 Film
1. Color of Night (1994)
Renk körü bir psikiyatrist olan Bill Capa, öldürülen bir arkadaşından bir grup terapisi devralır; fakat aynı günlerde kimliği belirsiz bir katil tarafından da takip edilmeye başlar. Yeni devraldığı grup terapisindeki kişilerin garip bir şekilde, Capa'nın birlikte olduğu genç bir kadınla
Herkese Merhaba, sürükleyici, merak uyandıran fakat okudukça yok artık dedirten bir kitabı daha bitirmiş bulunmaktayım.
Biraz spoiler içerir :)
Kitap geçmiş ve günümüz şeklinde ilerliyor.
Michael, Kia, Damon ve Will 4 kişiden oluşan okuldaki ve şehirdeki herkesin korkup çekindiği atlılar grubu. Tabi aileler zengin olduğu için dokunulmazlıkları
Bu kitap 2012 yılında basılıyor. Hızlı bir şekilde (2013 yılında) Türkçeye çevriliyor ve basılıyor. Kitabın adı
Olmak İstediğim İnsan olarak çevriliyor. Neden ismini "Hayatını Nasıl Ölçersin?" olarak bırakmamışlar kafamda ayrı bir soru işareti olarak kaldı. Bu gün bu kitabın Türkçe versiyonunu ancak ikinci el olarak bulabiliyoruz. Komiktir ki Türkçe
"I thank the God for having so arranged our lives that our dear Armand will never know that his mother, who adores him, belongs to the race that is cursed with the brand of slavery"
"Hayatımızı düzene sokan Tanrı'ya şükrediyorum çünkü sevgili Armand' ımız, ona tapan annesinin, kölelik ile lanetlenmiş ırktan olduğunu asla bilmeyecek. "
Layken babası öldükten sonra annesi ve kardeşi ile birlikte yeni bir şehre taşınıyolar. Layken taşıdıkları andan itibaren şak diye karşı komşusu Will'den hoşlanmaya başlıyor. Will'de buna karşı boş değil. Layken lise son sınıf öğrencisi. Will de yirmi bir yaşında sözleşmeli öğretmenlik yapıyor. Layken'in de öğretmeni Will ama ikisi de bunu bilmiyorlar. Layken derse girdiğinde şok oluyor falan. Will onu işten atmasınlar diye Layken'den ayrılıyor. Hem kıza benden uzak dur diyor hem kızdan ayrı kalamıyor. Bir anda aşık oluyorlar bir anda ayrılıyorlar çok acele gelişiyor her şey. Bir ara kıskançlıktan Will bir çocuğa yumruk atıyor sonra okuldan atılıyor. Yazarın diğer kitaplarından bazılarını okumuştum yazım dilininin gayet güzel olduğunu biliyorum bu kitaba da yazdığı ilk kitap olduğu için ilkin günahı olmaz diyeceğim. Bu arada Layken'in annesi kansermiş. Layken bunu öğrenince sinirleniyor üzülmüyor asla. Çok saçmaydı o diyaloglar. Kardeşi küçük olduğu içinde annesi öldükten sonra kardeşine bakması için bir bakıcı tutuyor. Layken kabullenemiyor kardeşime ben bakacağım diye tutturuyor. Annesi de hemen kabullenmiş öleceğini. Ailede doğru düzgün kimse üzülmüyor çok normalmiş gibi her şey. Kitabın sonu birkaç yıl sonrasına gidiyor. Layken'in annesi ölmüş. Annem öldü diyip geçiştiriyor. Will ile sevgili. Aynı evde yaşıyorlar. Kardeşi de yanında.
Kitap bence çok tatlıydı. Bence bazı yerlerde fazla ayrıntı varmış gibi geldi ortalarına doğru sıkıldım neden bilmiyorum ama onun dışında güzeldi birde Will ile Sav'ın ilişkilerini okumak isterdim keşke biraz daha yazsaydı yazar sonlara doğru sevgili olmaları beni birazcık üzdü açıkçası
...bir adamın çerçevelenmiş siyah-beyaz fotoğrafı vardı. Kocası mıydı? Babası mı? Erkek kardeşi mi? Kaybolmuş bir sevgili mi? Resim 1930 ile 1970 arasında herhangi bir yıldan kalmış olabilirdi ama nedense adamın öldüğünden emindim...
Sayfa 231 - Koton Kitap, 1. Baskı: Haziran 2014Kitabı okudu
Öncelikle herkese merhabalar. Favori yazarım Cassandra Clare'in okumadığım tek serisi olan Son Saatlerin ilk kitabı Altın Zincir yorumu ile karşınızdayım. Kitabımız 1903 Londra'sında Cehennem Makineleri'ndeki karakterlerimizin çocuklarını konu alıyor ve tabiki Cordelia Carstairs'ı... Okurken içimde hep uzun süredir gitmediğim
4. Kız O her şeyi değiştirecek!...
.
.
İlk üç kız çok fazla planlama gerektirdi ama mektuplanım, ipuçlarım ve ihbarlara rağmen yalnızca bir polis ilgili görünüyordu. Ama 4. Kız'dan sonra beni ciddiye almaya başlayacaklar. Başka çareleri olmayacak...
.
.
Fakat aşk geçici. Kalıcı olan ve hayata anlam veren şey ise acı...
.
.
Merhabalar sevgili kitap dostlarım... Film tadında bir polisiye kitaba davet ediyorum bugün sizleri... Katilin de , sayfalarda aktif olduğu, ama kim olduğu konusunda bir fikrimizin olmadığı bir eser 4. Kız... Tek bildiğimiz, hep bir adım önde ilerliyor!...
.
.
Yerel Tiyatro salonunda bir ceset bulunmuştu... Olay yerine giden Komiser January 'ı ise, hiç ummadığı bir sürpriz bekliyordu.. Sahnenin üstünde, uçuyormuş gibi görünen bir kadın cesedi... Uzun zaman sonra, üç kızdan sonra "O" Geri mi döndü sorularını akla getirmişti... Ancak, bir dakika bu kadın hâlâ yaşıyordu ve Komiser onu tanıyordu... Katil, 4. Kız ile nasıl bir mesaj vermek istiyordu? Aradığımız cevaplar ve fazlası soluk soluğa okuyacağınız bu güzel eserde der, hepinize şimdiden keyifli okumalar dilerim. Kitapla Kaın