Yalnızlığımı paylaşmak istemem seninle.
Ama yine de gel, böyle desem de.
Seni düşünmek yalnızlık değil, nasıl olsa.
Umudun, hasretin harman olduğu zaman gönlümde.
Sezai abi demedi,
bu fakir demiş bunları.
Dememişte olabilir ama,
Burası çok karışık benle birlikte.
"Eğer," dedi Araz,
"Beni yarışma bitene kadar rehin tutacaksanız bari şuraya bir televizyon getirseniz de Enkaz Altındakiler izlesem."'
Aralarındaki oldukça sıska sarışın genç adam kendini tutamayp güldü. Necip arkasını dönüp gülen elemanına baktı.
"Pardon abi." dedi genç.
"Bizim işimiz kardeşinin en yakınını ele geçirmekti. Sana ne yapacağımıza Sezai Abi karar verir. O karar verene kadar bizimlesin Araz Kayalar. Televizyon melevizyon da yok." dedi Necip,
"Öbür dünyada tekrarlarını izlersin."
Araz bir kez daha dalga geçercesine güldü. Hayatı boyunca o kadar çok pisliğe bulaşmıştı ki korkusuzdu. içine girmediği bir bela kalmamıştı. Şimdi ise kardeşi doğru olanı yaptığı için canını vermesi gerekiyorsa onu da verirdi.
YENi YAZIYLA SÖYLENMIŞ
ESKİ TÜRKÇE BİR ŞİİR
Hayat bir ön izlemeymiş öz yurdumuzdan
Bir devamı olmalıydı, daha yeni gelmiştik
Esasında herkesin bir devamı olmalıydı
Lâkin İstanbul'da değil, Sezai abi de yok
Dünyaya bile haber vermemişti giderken
Bir seksen sekiz yıl daha yaşamalıydı
Mahşer günü elinde bulunan görüntülerimi
Kimselere gösterme rabbim gözünü seveyim
Kara kaplı defterimi açtırmasan olmaz mı
Bunca yıllık kulunum hatırım sayılmaz mı
Rezil rüsva etme beni herkeslerin içinde
Kimim kimsem sensin biliyoruz ikimiz de