".. Artık yalnızca 'olay saptanmış mıdır ve bir suç oluşturmakta mıdır?' diye sorulmamakta, 'bu olay nedir, bu şiddet veya cinayet nedir? Bunu hangi gerçeklik düzeyine veya alanına dahil etmek gerekir? Bu bir düş kurma, psikolojik tepki, bir çılgınlık anı mıdır yoksa bir ahlak bozukluğu mudur?' diye sorulmaktadır
Artık yalnızca 'bunun faili kimdir?' diye sorulmamakta, aynı zamanda 'bunu meydana getiren nedensel süreç işe nasıl dahil edilmelidir? Failin bu süreç içindeki yeri nedir? Köken nedir? İçgüdü, bilinçdışı, ortam, kültür nedir?' diye sorulmaktadır.
Artık yalnızca 'bu ihlâlin yaptırımı hangi yasada yer almaktadır?' diye sorulmamaktadır , aynı zamanda 'en uygun çözüm hangisidir? Öznenin gelişimi nasıl öngörülebilir? En kesin olarak hangi şekilde ıslah edilebilir?' diye sorulmaktadır.
Bireye ilişkin olarak değerlendirmeye, teşhise, öngörüye, kurallara yönelik bir yargılama ceza yargılamasının bütün yapısının içine yerleşmiştir.