Ve seni düşünürüm,
Karanlık, hırslı...
Seni, cihanların aziz meyvası.
İlan-ı aşk makamında bir mısra,
Yeşerip, kımıldar içimde,
Düşer aklıma gözlerin...
Gözlerinde yansıyan sonsuz bir nûr,
Sevgiyle dolu, merhametle sarılı.
Her yaratanın gizemi seninle bulur,
Gerçek varlık nerde, kim bu ilâhî yüceliği sorar?
Karanlıkta kaybolmuş zihinlerin feryadı,
Karanlıkla dans eden kâinatın ihtilali.
Önyargılarla kilitlenmiş gönüllerin gayrısı,
Gerçek anlamı kim çözecek, hangi aşk bu karmaşayı sorar?
Göğsümde bir ateş var, yanan alev misali,
Uzaklardasın diye, yüreğimde hasretle.
Gözlerim yıldızlarla, seni arar umutsuzca,
Gel desem de gelemezsin, sensizlik yakar içimde.
Rüzgarlarla yollar, haber yollar mısın bana?
Yoksa sessizce uzaklarda, yıldızları mı sayarsın?
Hasretinle yanarım, gece gündüz aynı telaşla,
Yüreğimdeki yangın, sensizliğin kahrıyla büyürce.
Bu aşk mısrasıdır, yıldızlar şahit tutar,
Gözlerin gözlerimde, aşkla yanar kutlar.
Gelmediğin anlarda, gönlüm hala seni arar,
Uzak mı kalacak sevdamız, yoksa sonsuza dek mi arar?
Nazım, binlerce dize şiir yazdı, bir o kadar başka eser. Aşklarında mağdurdu, iç dünyasını olduğu gibi açtı, kimi zaman dürüst davrandı ve kimi zaman davranmadı. Ama dürüst davranmadığını kabul edecek kadar dürüsttü.
Bir adam apak sade dondurmasını yalayıp duruyor yanımda
Bedeninin tadı geliyor aklıma kalçaların geliyor aklıma
Sol yanda gazetesini okuyor kumral genç bir kadın
Mektupların geliyor aklıma sanki bana bütün
dünyadan haber veren mektupların
Denizciler geçiyor deniz ölüyor ayaklarının dibinde
Resmine bakıyoruru da bedelsin bütün evrene
Bir kibrit çakıyorum gözlerimin önüne geliyor saçların
Sen benim için sürüp giden yaşamsın
Geleceğimsin de benim sensin benim sonsuzluğum
Tek güzellik sensin biricik yavuklum
Bir fundalıktan kopardım bu dalı
Sonbaharın geçtiğini hatırla
Bir daha buluşmak mahşere kaldı
Zamanın kokusu fundanın dalı
Hatırla bekliyorum seni hala
İçimde bir umudun huzmesi var bugün
Bir farkındalığın coşkusu
Fırçam! Getirebilecek miyim seni dile
Bir birlik oluşturabilecek miyiz?
Toplu bir kalabalığın yalnızlığı şu gri renk
Onu beyaza çevirebilecek miyiz?
Sen başla, dedi ruhum
Kaç duyguya kaç renk gerek kimbilir
Varlık, dedi neleri tüketir
Benliğin metafiziği koyar kanunları
Sen yaşarsın, dedi ruhum
Sen yasatırsın, Başla haydi..