#şiir gecemin bu haftaki konuğu @eponakitap ın #terrarium serisinden çıkmış sevgili arkadaşım @esraunluart ın enfes çizimi ile kapağını güzelleştirdiği dünya şekeri @plnsnlpln in #enuzungünenuzungeceyiararken oldu. İlk kez deniz kenarında bir #şiirgecesi gerçekleştirdim. Arka fonda şıpır şıpır #denizsesi ,efil efil rüzgâr eşliğinde okundu bu
Sizce Olan’lar nedir? Bir şiir kitabı? Bir ya da birkaç hikâye mi?
Ya sizin hayatınızda “Olan’lar” nedir?
En son ne zaman birisi size, en içten gülümsemesiyle hayatınızda Olan’ları gerçek anlamda sordu?
Sahi, siz kendinizden öte kime anlattınız hayatınızın en önemli Olan’larını?
Bu kitapta şiirlerin ya da hikâyelerin içinde olanlar anlatılmadı; yaşandı. Terk edilişler de… Mecburiyetler de… Bu kitap, en derinlerde kalan ukdeler adına kaleme alındı.
“Olan’lar nedir?” diye bana sorsanız Olmakla Ölmek arasında sıkışıp kalınan kocaman bir yalnızlığın savurduğu boşluklar derim…
Ve sorarım size kaç kişi ben bu Olan’ları yaşamadım diyebilir ki?
Herkes gülümseyebilir ama herkes yarasına gülümseyemez… Diye anlatılmış bir hayat hikayeleri… şiirler harika tavsiye ederim
Geceleri ben ağır, çok ağır bir taşın altında uyurum.
Gündüzleri hafif, çok hafif bir yaprağın ucunda yaşarım.
Gece beni taş ezer.
Gündüz rüzgar devirir.
Kanadıkça kanarım.
Hayallerimi o yüzden kanla yazarım.
Başka bir deyişle, edebiyatın alıp kendine mal ettiği sadece tarihsel simalar değildir; edebiyat, şairi de alıp kendine mal eder. İlk konuşmamızda söylediğimiz gibi, bir insan olarak şair diğer insanlardan daha zeki ya da daha iyi biri değildir. Kelimeleri bir araya getirebilme gibi özel bir meziyeti vardır, ama bunun haricinde ilgimize mazhar olacak bir yanı olmayabilir. Tanınmış şairlerin çoğunun hayat hikâyeleri bilınir ve Byron gibi bazılarının dillere destan aşk hikâyeleri vardır. Ama ancak arızi bir ilgiden ötürü bir şairin yazdıklarını kendi hayatıyla ilişkilendiririz. Byron Atinalı bir hizmetçi kız hakkında bir şiir yazmıştır ve gerçekten de böyle bir Atinaı hizmetçi kız vardı: Annesinin 30 bin kuruş fiyat biçtiği on iki yaşındaki bir kızdı, ama Byron bu parayı vermeyi kabul etmemişti. Wordsworth ise Lucy adında bir kız hakkında hoş şiirler yazmıştı, ama Lucy kendisinin uydurduğu biriydi.Yine de Lucy en az Atinalı hizmetçi kız kadar gerćektir.
Sevgili kitapseverler farkettiyseniz bir süredir
#sabahattinali 'nin #kopernikkitap 'tan çıkan kitaplarını okuyup paylaşıyorum. Bugünde #değirmen ile karşınıza geldim.
Kitap üç bölüm 16 hikayeden oluşmaktadır. Yazar kitabın önsözündeki özeleştirisinde "Şiir ve hikayelerin arasında, yazmış olmaktan utanacağım kötüleri olduğunu biliyorum."
"İyiyi kötüden ayırmak külfetini okuyucuya bıraktığım için özür dilerim." diyerek okuyucu karşısında tevazu gösterirken aynı zamanda naifliğinide ifade etmiş oluyor.
Yazar hikaye ve masallarında Anadolu kültürünü, sosyal ve ekonomik yapısını sade, akıcı bir dil ile ironik olarak aktarıyor. Okurken bu toplumun bir yarasını bir derdini Anadolu insanın ızdırabını görüyorsunuz, hissediyorsunuz.
Elbetteki bir yazarın bütün hikayeleri, eserleri aynı tat ve kıvamda olmayabilir. Bana daha önce okuduğum "sırça köşk" ve "ses" daha zevkli gelmişti. Değirmende onlar kadar güzel, akıcı ve zevkli idi. Güzel bir kitap okuduğumu hissettim.
DeğirmenSabahattin Ali · Kopernik Yayınları · 201945,3bin okunma
Şiir için yaşanmışlıkları bir kelime veya cümleye sıkıştırıp o duyguları ve hikayeleri hapsetmektir derler.
Bu eser türünün ender bulunanlarından.
Dörtlüklerle hayatını ve yaşadığı dönemi çok iyi yansıtıyor.
Sembolik anlamlara dikkat etmek gerekir.
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,7bin okunma