Kıymetli Tahsin Görgün hoca son bir yıl içerisinde hususen Medeniyet Tasavvuru Okulu vasıtasıyla tanıdığım pek kıymetli bir Müslüman. Bu süreç öncesine kadar kendisinden haberdar olmayışım benim açımdan hafife alınmayacak bir nâkisa. Zira akademide kalem oynatan, muhkem İslâm tasavvuruna sahip nadide isimlerden Görgün. Müslüman gençler olarak
Tahattur
Bir Acem bahçesi, bir seccâde,
Dolduran havzı ateşten bâde...
Ne kadar gamlı bu akşam vakti...
Bakışın benzemiyor mu'tade.
Gök yeşil, yer sarı, mercân dallar,
İki kitabına, ikinci incelemeyi yazıyorum efendi. Kelimeleri seviyor oluşun, platonik bir aşka öteliyor beni. Nitekim sana işmar ediyor o kadim lügatin, kadim kelimeleri.
Şiirlerinin karşısında daima edeple ilikledim, kalemime takat veren ve kalpten gelen o damarın yol eylediği bileklerimi. Şiirin, şuur neticesi olduğuna iman etmiş biri olarak,
Kaç kitap okumak lazım
Kendini bilmek için
Daha kaç kapı açmak lazım
Kendini bulmak için
Sır kadim , yol kısa
Amaçlar türlü türlü
Sonuç tektir oysa
Kalkmadan gözlerinden
Işık tut perdene
Görürsen Bir'i
Anlarsın kendin gibi
Nefislerin cümlesini...
İşte, der, insanoğlunun geçmiş hayatı bu.
Ve başlar bize maval okumaya.
Ninniler uydurup uyutur bizi
dedelerimizin derin boşluklar içinde, uzun,
zifiri karanlık hayatından.
Gösterir bize evvel zamanı,
tek doğru, en güzel örnek, der.
Bakarsın gelecek günlerin farkı yok geçen geceden.
Senin tarih dediğin işte budur,
alnında altı bin yıllık buruşuklar
ve bir o kadar da kuşku.
Başı geçmişe bir düşe değer,
sürünür ayağı bomboş bir geleceğe,
bir deri bir kemik,
ayakta zorla durur.