Zeyna'nın büyük mavi gözlerindeki çapağa,
Eski dünya düzenine,
Camel paketlerine,
Bay Keltoş'un keline,
Camların çok kirlendiğini düşünen kadına, Boşver, yağmur yağacak diye camları silmekten vazgeçen kadına,
Vazgeçmeye,
Ve hatta yaşasın vazgeçenlere,
Adımın göz anlamına gelmesinin bir rastlantı olup olmadığı hususlarına,
Rastlantının olup olmayacağına dair dini meselelere,
Yazgısına küfredenlere,
Onu koynunda besleyenlere,
Raif Bey'in Zeyna'nın tüylerinden sıkılıp
Beni ve Z eyna'nın tüylerini silkelemesine, Kuyruk acılarına,
Ve sonunda ben gibi kuyruksuz kalanlara, Kuyruksuz kaldığı için bir daha kuyruk acısı duymayacak olanlara,
Duysa da fark etmeyecek olanlara,
Acı eşiğinin olmadığını söyleyen Emily Dickinson'a,
Dilimin ucunda, dilimin ucunda deyip hatırlayamadıklarımıza,
Ve hatta dilimizin ucuna, Şu an yaşadığım ithaf çılgınlığına,
Az düşün çok ithaf et diyenlere,
Hadi hiç düşünme diyenlere,
İkide bir vasiyet yazanlara,
Vasiyetlere,
Sıhhi şairlere,
Kibar beylere,
Kadınlara,
Bizim mamüllerimizi tercih edenlere...