“Canını sıkma! Zorluğun arkası kolaylıktır.
Her şeyin bir vakti ve takdiri vardır.
Takdir sahibi, bizim halimizi şüphesiz görüyor.
Bizim tedbirimizin üstünde Allah’ın tedbiri vardır.”
Sıkıntılara sabret sabretmen de ancak Allah'ın yardımıyla olur. Davetini kabul etmiyorlar diye üzülme yaptıklarına bakıp canını sıkma.
Çünkü Allah takva sahipleri ile ve iyilik edip işini güzel yapanlarla beraberdir
Canını sıkma zorluğun arkası kolaylıktır,
Her şeyin bir vakti ve takdiri vardır,
Takdir sahibi bizim halimizi biliyor,
Bizim tedbirimizin üstünde Allah'ın tedbiri vardır.
Hiçbir sır uzun süre saklı kalmadı bu topraklarda.
"Sen sakın tatlı canını sıkma!Bak bu Anadolu'dan ne sultanlar, şahlar gelmiş geçmiş, nice krallar, ağalar saltanat sürüp, süpürülmüş... Ne yalanlar, utançlar ve ne gani günahlar gömülmüş bu mübarek toprakların altına..."
Yine de, başkalarıyla aynı fikirde olmadığımızı söylemek her zaman kolay değildir. Tom, büyüklerinin yalan soyledigini düşünmüyor. Yalnızca, ‘emin olmak’ ile ‘haklı olmak’ arasında fark olduğunu biliyor. Başkalarının bilgisini aynen kabullenmemek için cesaret gerekir. Hele ki o başkaları bizden yaşça büyük kişiler, öğretmenler, yetişkinler, her şeyi biliyor görünen bilginlerse, daha da çok cesaret gerekir. Bu cesarete sahip olanlara, ‘eleştirel zekası’ olanlar denir. Bunun, başkalarının canını sıkma zevki uğruna durmadan herkes hakkında kötü kötü konuşanlarla, her şeyi eleştirenlerle, her şeyin boş ya da yanlış olduğunu söyleyenlerle, hiçbir ilgisi yoktur. Böyle insanların ‘eleştirel zekası’ değil, ‘kötü niyeti’ vardır.
Eleştirel zekaya sahip olmak, kabullerden ve kesinliklerden kaçınmak demektir.
Keşifler, eleştirel zekası olanlar sayesinde yapılmıştır. Tekrar etmeyi reddedenler sayesinde… İyi bildiğimize inandığımız şeye alışmayı reddederler sayesinde…