''okuyorum. hastalık gibi bir şey bu. elime ne geçerse, gözüm neye değerse okuyorum: dergiler, okul kitapları, ilanlar, sokakta bulduğum kağıt parçaları, yemek tarifleri, çocuk kitapları. kağıda basılmış ne varsa.''
"görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum."
''bir şey bekliyordum. ne? hiç bilmiyordum. yine de hayatın bundan ibaret olamayacağını, yani tam anlamıyla bir hiç olamayacağını, hayatın bir şey olması gerektiğini düşünüyordum ve o bir şeyin gelip beni bulmasını bekliyordum, onu arıyordum hatta.''