Beyazıt Meydanında vurulanın kanı elindeki ders kitabına damlamış...Onun ismini söylemek de, resmini basmak da yasak. ..
Yedi deniz ötede, Güney Kore'nin üniversite gençliği de kendi Menderes'inin -Sigman Ri'nin- yakasına yapışmış ve istifa
ettirmedikçe de, elini bırakmış bu yakada ama, yakayı bırakmamış. Bunları bizim gazetelerin yansıtması da, oradaki devrimci gösterilerle bizdeki delikanlı şahlanışı paralel görmek ve
göstermek de yasak . . . İstersen G. Kore gençlerinin haykırdığı
şiarı çevir Türkçeye, istersen Türkiye'de Beyazıt ve Kızılay mey
danlarında çınlıyan şiarı çevir Kore diline, sözcükler de, anlam da aynı: "Kanımızla kazandığımız hürriyeti süngülere vermiyeceğiz!" Bunun bütün dünya dillerinde böyle haykırıldığını düşünmek, "Soysuzlaşan demokrasinin lekesini kan temizler"
demek de yasak.
Kurşun seslerini bir marş göğüslüyor:
Olur mu, böyle olur mu,
Kardeş kardeşi vurur mu?
Sayfa 69 - YORDAM KİTAP
Çünkü; yasak düşünmek/sorgulamak!!!
Hiçbir karınca, en tuhafı da buydu ya, hiçbir şey yaratamıyordu. Bu yeni icatlar, hepsi neyse ne karıncaların yaratıcılıklarını ellerinden almıştı. Her karınca şimdi artık filler sultanına yaşam suyu, çiçek özü, türlü yiyecek arayan, ona saraylar kuran, taht yontan birer makina olmuştu. Ama hiç hiç düşünmeyen.
Sayfa 176 - YKYKitabı okudu
