Hz. Ebû Bekir'i anlatan çok ama onun gibi sıdk/doğruluk ve sadakat abidesi olan az, Hz. Ömer'i anlatan çok ama onun gibi adaleti ortaya koyan az, Hz. Osman'ı anlatan çok ama onun gibi hayâyı, edebi ve iffeti ortaya koyan az, Hz. Ali'yi anlatan çok ama onun gibi ilmi, cesareti, hakkaniyeti ve istikameti ortaya koyan az, Hz. Hatice'yi anlatan çok ama onun gibi fedakârlığı ve vefayı ortaya koyan az, Hz. Aişe'yi anlatan çok ama onun gibi ilim ve vakarı ortaya koyan az, Rivayeti aktaran çok ama riayeti ortaya koyan az... Bu da söz israfına sebep oluyor, konuşup da yapmayınca bereket olmuyor, böyle olduğu içinde çağın Ebû Cehillerinin ve Ebû Leheblerinin karşısı boş kalıyor, onlar da istedikleri gibi bu dünyayı yönlendiriyor...
Hadis 37: Misvakı büyük olan kişiye vermek. 182- İbn Ömer, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) şöyle buyurduğunu söylemiştir: "Rüyamda misvak kullandığımı gördüm. Biri diğerinden daha büyük bir adam geldi. Ben misvağı küçük olanına verdim. Bana "büyük olanına ver denildi. Ben de büyük olanına verdim" (imam Buhârî, Sahih-i Buhâri Muhtasarı, s.148.) Peygamberin bir rüyasının hadisi. Peygamber rüyasını anlatmiş işte Kur'anda olmayan bir konu daha. Bir misvakın varsa iki kişi isterse büyük olana verilmeli nedeni nedir? Peygamber söylememiş. Kur'an'ın ayrıntilı açıklamasını hadisten arayanların ortak tespiti hadislerinde tefsir edilmesi yönündedir. Yani Kuran'ı açıkladığını iddia ettikleri hadislerinde açıklanmaya ihtiyacı var. Islam dinini yaşanması kolay bir din yerine Yahudilerin Tevrať'a, Hristiyanların Incil'e yaptiğını, ehl-i sünnet de uydurma hadisler yoluyla Kuran'a yapıyor. Kuran'in anlaşılmaz bir kitap olduğunu anlamak için insanların yazdığı siyer, fikıh, icma, kıyas ve hadis ilmi olmadan anlaşılmaz olduğunu savunarak Kuran'ı yetersiz görüyorlar. Buraya kadar okuduğunuz bölümde gördügünüz gibi yazılanların âyetler ile desteklenecek hiçbir tarafi yok. Buhârî'nin yazdığını Hureyre destekliyor. Hureyre'nin yazdığını Tirmizí destekliyor. Yani iftiranın arkasında Kuran yok. Başka bir iftiraci var.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
248 syf.
·
Puan vermedi
Tarih gibi düşünce ve kurgudan uzak bir bilim en sade dille ancak böyle yazılabilirdi. İslamın doğduğu coğrafya sosyal, kültürel, dini vb. gibi bir çok yönden ele alınıp incelenmiş. Ben bir daha okumayı düşünüyorum çünkü bir ilmi tam anlamıyla kavrayabilmek tarihini öğrenmekten geçer diye düşünüyorum
Tarihi ve Sosyal Yapısıyla Siyer Coğrafyası
Tarihi ve Sosyal Yapısıyla Siyer CoğrafyasıMuhammed Emin Yıldırım · Siyer Yayınları · 2018126 okunma
Yazmış olduğum kısa bir tarih usulü risalesi.
Dünya,4,54milyar yıl önce var oldu. Yavaş yavaş teşekkül etti ve bazı havadis peyda oldu. Zamanla hücreler ve mikroplar,denizlerde ya da cümle suda, zahir oldu. Bitkiler ve hayvanat zahir oldu. Bu dünya da nice mahlukât-î muhtelif ,zehâb eyledi. Sonra, insan geldi. Bu topraklara insanlar gelmeden evvel, cihan sessiz ve müreffeh idi. Mahlûkât,
Bizler Siyer sayfaları içerisinde geçen bu örnek şahsiyetleri hep tarihe hapsederek okuduğumuz için çoğu zaman onları büyüklüklerini ikrar etme dışında bir adım atmıyor, hayranlık duyuyor, ama hayranlık duyduğumuz o sahneleri yaşama adına ortaya bir gayret koymuyoruz. Koymadığımız için, Hz. Ebû Bekir'i anlatan çok ama onun gibi sıdk/doğruluk ve sadakat abidesi olan az, Hz. Ömer'i anlatan çok, ama onun gibi adaleti ortaya koyan az, Hz. Osman'ı anlatan çok ama onun gibi hayayı edebi ve iffeti ortaya koyan az, Hz. Ali'yi anlatan çok ama onun gibi ilmi, cesareti, hakkaniyeti ve istikameti ortaya koyan az. Hz. Hatice'yi anlatan çok ama onun gibi fedakarlığı ve vefayı ortaya koyan az, Hz. Aişe'yi anlatan çok ama onun gibi ilim ve vakarı ortaya koyan az. Rivayeti aktaran çok ama riayeti ortaya koyan az. Bu da söz israfına sebep oluyor, konuşup da yapmayınca bereket olmuyor, böyle olduğu içinde çağın Ebû Cehillerinin ve Ebû Leheblerinin karşısı boş kalıyor, onlar da istedikleri gibi bu dünyayı yönlendiriyor....
"İlmi dünya için öğrendik, ama ilim bize dünyaya değer vermemeyi öğretti."
Reklam
158 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.