-Ya ölümsüzlük? -Eh, yeter artık! -Siz inanmıyor olabilirsiniz, ama ben inanıyorum. Dostoyevski ya da Voltaire’in eserlerinin birinde, birisi “Eğer Tanrı olmasaydı bile insanoğlu onu icat ederdi,” demiş. Şuna derinden inanıyorum ki, ölümsüzlük olmasa bile yüksek insan aklı ölümsüzlüğü er ya da geç icat edecektir. Andrry Yefimıç keyifle gülümsedi.
Nefsin azgın arzuları, yemek ve içmek şeytanın vasıtalarıdır. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur; "Şeytan, insan vücudunda kan damarları yolu ile dolaşır, binaenaleyh siz onun dolaşım yolunu açlıkla daraltınız. Kıyamet günü, insanların Allah'a en yakın olanı, en uzun müddet aç ve susuz kalanıdır." İnsanoğlu hesabına en büyük tehlike kaynağı, midenin doyumsuz arzularıdır. Hz. Âdem (a.s) ile Havva'nın huzur ve istikrar yurdundan (cennetten) çıkarılarak horluk ve yokluk diyarına (dünyaya) gönderilmelerinin sebebi odur.
Reklam
Bakara Suresi
216. Her ne kadar hoşunuza gitmese de, haksızlıklara karşı Allah yolunda savaşmak size farz kılınmıştır.Gerçi savaşın sıkıntı ve acılarına katlanmak zordur fakat zulmü engellemenin başka çıkar yolu kalmamışsa, daha büyük acıları önlemek için gerekirse savaşılmalıdır. Demek ki, sizin hoşlanmadığınız bir şey aslında sizin için hayırlı olabilir, hoşunuza giden bir şey de sizin için kötü sonuçlar doğurabilir. Neyin faydalı, neyin zararlı olduğunu en iyi Allah bilir, siz bilemezsiniz. Öyleyse, bilgi ve tecrübesi sınırlı olan insanoğlu, her şeyi bilen Allah’ın rehberliğine muhtaçtır.
İnsanoğlu
Biri konuşmaktan bıkmıyor, öteki susmaktan.
Kadının el üstünde tutulduğu "anaerkil" dönem binlerce yıl sürdü. Ne zaman insanoğlu doğal olayları kavramaya başladı "büyü" bozuldu. Artık kadının nasıl çocuk sahibi olduğu anlaşılmıştı! Yetmezmiş gibi erkekler, üretim biçimini ve savaş aletlerini geliştirdi; din devleti, tapınak- saray- ordu biçimindeki erkek egemen örgütlenmesine yöneldi; kadının "saltanatına" sin verdi! Peki ama niye saça düşmandı? Ne vardı bu saçta?
İlkel çağlarda sihir ve büyü düşüncesi hakimdi. İnsanoğlu kadının çocuk doğurmasına akıl erdiremiyordu. Bunu gizli bir güç olarak yorumluyordu. Bu nedenle kadından hem korkuluyor, hem de kadına saygı duyuluyordu. Öte yandan İlkçağ'da birçok alanda üretimi kadınlar başlatmıştı; ip, sepet dokuma, ağla balık avlama, toprak kap, ateş yakıp yemeği pişirme, tarak, kaşık, madeni eşyalar, boncuk, besinleri birbirine katarak mutfak kültürünü geliştiren ilk hekimlik ve şifalı otlar gibi buluşlar kadının eseriydi.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.