Klasikler Ve Çevirmenler
Not: Bu ileti eserleri orijinalinden ve sonrasında Türkçe çevirilerinden okuyan insanların görüşlerinin derlenmesiyle yazılmıştır. Sonrasında sitedeki okurların katkıları eklenmiştir. Günlerdir çevirmenlerin dünyasına daldım ve haklarında o kadar çok şey okudum ki beynimden dumanlar çıkıyor. Yabancı dilde yazılmış eserlerde en rahatsız olduğum
440 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
"Hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz. Aşk hariç!" Sevgili Galip, Senin hikâyeni yazmak iğneyle kuyu kazmak kadar zordu, ancak seni anlamak ondan bile daha zordu. Kaleme alındığından beri hakkında bir sürü şey yazıldı çizildi, pek çok akademik çalışmaya ilham oldun, seni sevenlerimiz de oldu, senden nefret edenlerimiz de. Seni büyük
Kara Kitap
Kara KitapOrhan Pamuk · İletişim Yayınları · 20009,2bin okunma
Reklam
Merhaba Minator..
Merhaba Minotor dostlar, Bu sıcak Ağustos ayında termometreler cehennemden bir köşeyi işaret ederken, biz 13. buluşmamız için toplanmıştık bile! Geçen ay kararlaştırdığımız, ama yaşadığımız ufacıcık talihsizlik münasebetiyle gidemediğimiz Azize Cafe, bu ay bize kapılarını açtı ve güzel bir köşe sundu. Eskilerden, mahzen benzeri bir yer. Kitaba
Garson: Efendim, sizleri burada görmek büyük mutluluk! Cemal Süreya: Kim istemez ki mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın? Garson: Anlamadım efendim? Can Yücel: Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun… Garson: Anlıyorum efendim… Neyse, ne alırdınız? Nilgün
Zamanın yetersizliğinden söz ettiniz. Oysa ben çoğu zaman yapacak bir iş bulamadım. Bu kadar zamanı siz ne yapıyordunuz? Biraz da siz öğretebilirdiniz bana. Önce alırdınız beni, istediğiniz biçime sokardınız, sonra da şöyle yap, böyle yap, derdiniz. Hangi kitaplar okunacaksa, daha önceden söylerdiniz. Tabiatı sevmiyorsun; eşyaya bakmasını bilmiyorsun. Tamam. Bütün otların adları ezberlenirdi, ay doğarken iç çekilirdi, duvarın üstündeki kedi okşanırdı (bu sırada yüze en canım bir ifade verilirdi); benim değişme gücüme kimse inanmadı. Sonunda ben de inanmadım.İşte böyle can sıkıcı biri oldum sonunda gerçekten.
Sayfa 689 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Garsonun İmtihanı
Garson: Efendim, sizleri burada görmek büyük mutluluk! Cemal Süreya: Kim istemez ki mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın? Garson: Anlamadım efendim? Can Yücel: Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun… Garson: Anlıyorum efendim… Neyse, ne alırdınız? Nilgün
Reklam
Garson Çay:))
- Garson : Efendim, sizleri burada görmek büyük mutluluk! + Cemal Süreya : Kim istemez ki mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın? - Garson : Anlamadım efendim? + Can Yücel : Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil,hak ettiğin kadar unutulursun… - Garson : Anlıyorum efendim…Neyse, ne alırdınız? + Nilgün Marmara : Sen ne getirdin bana çocukluğundan? - Garson : Çocukluğumdan mı? Siz ne isterseniz mutfaktan onu getireceğim işte. + Edip Cansever : Bu aralar ellerim hep üşür benim. Doktor ‘kansızlık’ der, ben ‘sensizlik’ derim. +Nilgün Marmara : Üşümüşüm, düşlerimin üzeri açıktı. - Garson : Ekrem klimayı aç oradan, çattık ya! + Tomris Uyar : Bazen sessiz kalmak, kırıldığını göstermenin en iyi yoludur. - Garson : Estağfurullah efendim, ne kırılması, bugün kötü bir gün sanırım benim için. * Yaşar Kemal : Gülümse karamsarları şaşırt, gülümse güller açsın yüzünde, gülümsemenle yayılsın ışık, dünyayı ısıtmasan da güneş gibi çevreni ısıt. - Garson : Ekrem klimayı kapat, gülümsüyorum.. Kaynak : Edebiyat Dergisi
Siz ne alırdınız?
Epictetus ıssız bir adaya düşse yanına ne alırdı? Ya ıssız bir odaya düşse?
Kahve: ideolojidir. Çay: sosyoloji. Kahve: kısa flört. Çay: koşulsuz sevgi. Kahve: düz yazıdır. Çay: şiir Kahve: aromalıdır. Çay: sade Kahve :konuşmaktır. Çay: muhabbet Kahve:bakmaktır. Çay : görmek Kahve:ağaçtır. Çay:orman Kahve:kıvamdır. Çay:dem SİZ NE ALIRDINIZ..
144 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.