Hani bazen bırakıp gitmek istersinizde maalesef sadece istemenizle kalırsınız ya işte bence asıl başarı istemenin de ötesine çıkıp bir adım atabilmektir.Siz ne düşünüyorsunuz?
Düşünün mesela, herseyden bunalmışsınız, kocaman kalabalıkların arasında, fakat yalnızsınız. Etrafınızdaki insanların ne kadar gerekli şahıslar oldu tartışılır doğrusu ve sırf mevkileri var diye sizinle birlikteler. Bazen gercekten bu adamlar da okumus mu, gercekten eğitimli mi diye düşünüyorsunuz. Siz düsüncelere dalmisken saçma sapan kahkahaları, bos boş konusmaları zerre kadar kalmis huzurunuzu da kaciriyor. Oradan hemen uzaklasiyor, iskelenin kıyısında bir tabure çekiyorsunuz altınıza. Son üç saattir burnunuzda tüten siteye giriyorsunuz alelacele. Ve şimdi huzurlusunuz. Çünkü hala sizden uzaklarda da olsalar, beyinlerin ve kalplerin konustuğunu düşünen insanlar, bir yudum kahve, birkac parca yaziyla mutlu olanlar insanlar var ve ne mutlu ki siz de onlardan birisiniz.
Amine Üstün :-)
babil.com'dan alacağım kitap listem:
-Bülbülü Öldürmek (Harper Lee)
-Zamanın Kısa Tarihi (Stephen Hawking)
-Türklerin Tarihi (İlber Ortaylı)
-Marslı (Andy Weir)
Siz ne düşünüyorsunuz? "Mutlaka oku!" dediğiniz kitap varsa paylaşın lütfen :)
Not: Buradan Funda Hanım'a ve Onur Bey'e teşekkürlerimi sunuyorum, çok satan kitaplar 9,90'a düşmüş, onların sayesinde bu indirimden haberim oldu :)
Enver Paşa ilk sözü Talat Muşkara'ya verdi. Komitacı Talat Bey uzun, ayrıntılı ve hırslı bir açıklama yaptı. Konuşması şöyle özetlenebilirdi:
-Şu anda yalnız İstanbul'da 29 gizli şubemiz, birçok ilde silahlı teşkilatımız var. Her şey hazır. Artık beklemeye de gerek yok, merhamete de. Gerektiğinde kan dökmekten çekinmeyelim. Hemen harekete geçelim.
Dr. Nazım destek verdi:
-Aynı fikirdeyim. Neden bekleyelim ki? M.Kemal'den mi korkuyoruz?
Enver Paşa, Hafız Mehmet Bey'e döndü:
-Siz ne düşünüyorsunuz Hafız Bey?
Hafız Mehmet Bey Anadolu'nun havasını biliyodu:
-Paşam, ben farklı düşünüyorum. Hemen hareket geçmemiz doğru olmaz.
Bu açıklama Talat Bey'i hayal kırıklığına uğrattı:
-Hayrola Hafız Bey? Ankara seni de mi Kemalist yaptı?
Hafız Mehmet Bey kızdı:
-Ne münasebet? Ama düşman Ankara yolunda. Bence savaşın sonunu beklemeliyiz...
Dr. Nazım, Hafız Bey'in sözünü kesti:
-Beklemek doğru olmaz. Ya savaşı M.Kemal kazanırsa?
Tartışmaya karışmak istemeyen Halil Paşa yüreğini dizginleyemedi, ayağa kalktı:
-Ne olur kazanırsa? Onun kazanması Türkiye'nin kazanması demek değil mi?
-Ama o zaman iktidara geçemeyiz.
Halil Paşa, İttihat ve Terakki iktidarının en önemli yöneticilerinden biri olan bu heyecan adamına hayretle baktı. İktidarı her şeyden çok seviyordu. Bu tür siyasetçiler iktidarda olmanın verdiği güce ve saygınlığa taparlardı.
-Doktor, iktidar hırsı senin vicdanını karartmış.
Uzun zamandır bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum.Bu aralar işim dolayısı ile kısa sayfalı maksimum 200-250 minumum 100 sayfa kitapları okuyorum.Şu ana kadar okuduğum sayfa sayısı az olan kitaplar daha doyurucu oluyor.Uzun kitaplarda bazen konu dağılıyor ve konuyu unuttuğum bile oluyor.Sayfa sayısı fazla olan kitapları da okumadığım çıkarılmasın:) Siz değerli 1K ailesi ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında.
Ne kadarınız gerçek sizin,
kırk odalı şatonuzun kırkıncı odasındaki
kilitler altında sakladığınız gerçek
duygularınızla,
gerçek düşüncelerinizin ne kadarı yansıyor
hayatınıza,
söylenmeyen neler var kuytularda,
hani kendinizden bile sakladığınız,
bir sinir kriziyle ya da büyük bir acıyla
yahut da muhteşem bir sevinçle kabuğunu çatlatıp da
Yazar Sharon M. Draper'le İçimdeki Müzik romanının yazarın kendi sitesinde yayınlanmış röportajının çevirisini paylaşmak istiyorum. Çeviriyi komşumuz Mehmet Öztuğ yapmıştır. Teşekkürlerimi sunarım.
İÇİMDEKİ MÜZİK (OUT OF MY MİND) – RÖPORTAJ
1) Neden engelli bir çocuk hakkında yazmayı seçtiniz?
Eğer siz zeki ancak iletişim kuramayacak olsaydınız