Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
Ülkenin son çeyreğinde yaşananlara farklı bir bakış açısı
Bir röportajda yazara sorarlar:
“Turna Fırtınası” okuyup bitirdikten sonra içimde büyük bir boşluk hissi bıraktı sanki. Sanki yürekte bir oyuntu bu. Eser okuyucunun içine işleyen bir konuya sahip…"
Yazarın cevabı ise:
"Evet… Bu etkiyi bırakan, kahramanların ağzından anlatılan pişmanlık itirafları… hepimizin yaşadığı, ama itiraf edemediği pişmanlıkları vardır ya… onlar… içerdiği trajedi… hepimizin zaman zaman içine düştüğü ümitsizlik… sizin ‘yürekte oyuntu’ olarak nitelendirdiğiniz budur belki."
“Turna Fırtınası” Türkiye’nin son çeyrek yüzyılında yaşanılan sosyal ve siyasi meselelerin şiirsel bir romanı diyebiliriz. Aynı kasabada büyüyen, farklı düşünce yapısına sahip Esat ve Ayla'nın yaşadıkları temel alınarak yazılmış bir roman.
Sade ve akıcı bir dili var.
Tavsiye ederim.
Hani daha önce tatmadığınız bir yiyecek sizin damak tadınıza tam uyum sağlar da etkisi uzun süre gitmez ya hah işte bu kitap bende böyle bir tesir bıraktı. Neydi beni böyle etkileyen? Yazarın ruhundan kalemine akseden doyurucu edebî cümleler mi, halk şiirine ilgimden bana çok manalı gelen kitaptan çıkarsa eksikliği hissedilecek kadar gerçek bağlama mı yoksa benim de yanıp kavrulmuş , acısı ve kokusundan başka bir hatırası kalmamış bir baba oğul hikayesiyle acı çekmem mi ?
Okuyunca siz de kendisini terk etmiş olsa bile bir insanın babasının santim santim ölüme gitmesinin acısını hissedecek, dört gözle iki harfle iki heceden ibaret bir kelimeyi (baba) söylemenin zorluğuyla güreşeceksiniz.
**BİR CUMA GÜNÜ -AHİ-
Merhabalar bugün kalemiyle ilk kez tanıştığım yazar Oğuzhan Karagül' ün #bircumagunu eseriyle karşınızdayım. Eser sohbet tadında şiirlerle , birbirinden muhteşem hikayelerle ve tasavvuf içeren türde.
Kitabın yazımında ; Mevlana Hazretlerinin "Şimdi Yeni Şeyler Söylemek Lazım" sözü; öğüt alınmış. Ders veren niteliğinde yazılanlar bu yüzden insanı derin düşüncelere sürüklüyor. Bazen kendimizi sorgulatan sözlerle karşılaşıyoruz.
Kitapta; önce Ferit' i tanıyoruz sonra Ahi' yi . İki sevda ve kavuşamayan iki kişi. Teselliyi Allah'a sığınarak buluyorlar.
Ben Ahi'nin sohbetlerini , hikayelerle bizelere verdiği dersleri çok sevdim. Sizin de çok seveceğinize eminim, mutlaka okuyun okutturun derim
Aynı zamanda ben kitabın kapağına ve içeriğinin tasarımına bayıldım, çok güzel
Sevgili yazarımızın yüreğine emeğine sağlık, kalemi daim olsun inşallah ve bol bol okuyucuları olsun inşallah
Farklı iki cuma gününde çok hüzünlü bir olay olur sizce nedir bu?
Ferit ve Ahi neden sevdiklerine kavuşamadılar sizce?
Soruların cevabını kitabı okuyunca öğreneceksiniz
Defalarca anlattığın bir şeyi anlaşılmıyorsa; Anlamayan sensindir.
"Herşey yıkıldı" deme . " Her şeyi yeniden yapabilmem için bir fırsat doğdu" de .
Mükemmel insan yoktur.Hatasından dönüşünü.Mükemmel yapan insan vardır.
Kolombiyalı, Nobel ödüllü yazar Gabriel Garcia Marquez'in 1981'de yayımlanan yedinci romanı olan Kırmızı Pazartesi, işleneceğini herkesin bildiği bir cinayetin öyküsü.Kimin öleceği kitabın ilk cümlesinden belli. Cinayeti kimin işleyeceği biliniyor. Bu hikayenin şaşırtıcı, ilgi çekici yönü ise kimse cinayeti engellemeye çalışmıyor.
Yazar sadece bir cinayeti değil, halkın davranışlarını da anlatıyor. Toplumsal ruhçözümlemesi yaptığını söyleyebiliriz. Çok severek,ilgiyle okuduğum, sizin de severek okuyacağınızı düşündüğüm bu kitabı herkese tavsiye ederim.
Uğurlu insanlar günə necə başlayır.
Bu kitabda Bencamin Spoll və Maykl Ksander həyatda uğur qazanmış insanlardan onların səhər rejimləri haqqında aldığı məlumatları bir araya gətirib. Kitabda oxucuların özlərinə aid bir səhər rejimi yaratmaları üçün bəzi əlavə bölmələrədə yer verilib və məncə kitabın ən maraqlı yerləri bu hissələri idi. Əgər səhər saat 8-də təlaş içində yuxudan oyanıb yataqdan birtəhər sürünüb qalxdığınız vaxtlar olursa, bu kitab tam da sizin üçündür.
Ah o ne güzel bir kitaptı öyle okudukça yoğunlaştım resmen…Bir idam mahkumunun son 6 haftasını ve son anlarını anlatan mükemmel bir kitap..Dil akıcı sade anlaşılır…İsmini bile bilmediğimiz idam mahkumu bir cinayet işliyor ve cinayetin kasıtsız olduğu ortaya çıksa da sonuç değişmiyor .Giyotinle idam edilecek.Bu gerçekle yüzyüze gelen mahkum hissettiklerini bir bir yazıyor. Bazen trajikomik cümleler kurup bu ağırlığı hafifletmeye çalışsa da beynindeki idam cümlesini silip atamıyor. Bağışlayın diyor.. Kürek cezasına çarptırılmaktansa ölmeyi yeğlerim diyen mahkum son saatlerinde kürek mahkumu olmak istiyorum kızgın demirle dağlayıp ömür boyu küreğe mahkûm etsinler.Ama hayatımı bağışlasınlar diyor.. Okurken sanki sizin son günlerinizmiş gibi sizi de gerecek bir kitap. Kesinlikle tavsiye ederim iyi ki de okumuşum..
Kara Keşiş - Anton Çehov
Anton Çehov; Rus Edebiyatında tiyatro ve öykülerin ustalarindandir. Moskova'da tıp okuyarak 1884 yılında doktor oldu. Vişne Bahçesi, Vanya Dayı, Üç Kız Kardeş en çok bilinen tiyatro eserleridir. Çehov; 1890 yılında rüyasında kara bir keşiş görünce bu öyküyü yazmaya karar verir.
Kitaba gelirsek; felsefe doktoru Andrey Vasiliç Kovrin; ruh sağlığı bozulan halüsinasyonlar gören, ruhunu dinlendirmek için yolculuğa çıkan kişidir. Kovrin'in ruhunu dinlendirmek için çıktığı bu yolculuk; kendisini Tanrı'nın seçilmiş kulu olarak görmesiyle birlikte değişen hayatını anlatıyor.
Kitaba göre delilik ve dahilik arasında ince bir çizgi var. Evren, kader, mantık, gezegenler gibi konulara ilgiliyseniz ya deli yada dahi oluyorsunuz. Bu sizin karşınızdaki kişiye ve toplumdaki yerinize göre değişiyor. Hakikat ve mutlulukla birlikte hayatın anlamını da sorgularken insanın içindeki varoluş meselesi ve anlam arayışı gibi konularda cevap alamıyorsunuz.
Kitaba bir roman demekten öte anlatı demeyi tercih edeceğim. Ernaux yine tüm marifetiyle kollektif yaşamın bireysel yaşamlar üzerindeki etkisini geçmişten bugüne ustaca anlatıyor. Savaşların, siyasi değişimlerin, kazanılan hakların, yeniliklerin, tüketim kültürünün hayatlara girişinin etkisini sergiliyor. Yine sınıf meselesini ve kadınlığı ve
