Yoksulların herkesten özenle gizledikleri,kimselerce bilinmeyen şu vedalaşma sahneleri yokmu!..İnsanı nasıl da feryat ettirir,yüreğini nasıl da parça parça eder.İyi ki gizli kalıyor bu sahneler!
Bir insan için bir başka insanı derinliğine tanımak olası mıdır?Birini gerçekten tanımak,hem zaman hem de içtenlikle harcanacak çaba ister,ama gene de özüne ne derece yaklaşılabilir ki?
Bilim insanları kuvvetli bir gerçek görüşünü kabul etmeye yatkındırlar ve bunun gerçekliği veya önemi üzerine yapılacak felsefi kelime oyunlarına tahammül edemezler..
Yaşam,bir ömür boyu genel bir aşağılanmaya katlanma riskini göze almak için çok uzundu,ama en azından geçici zevkler ve keyifler yaşanması halinde,yapılan fedakarlığın bedeli azaltılabilirdi..
Yazılı dostlar ihanet nedir bilmezler.Ve onların cömertlikleri de hiçbir insanda olmadığı kadardır.Yaşama,dayanma ve devam etme gücünü bize hiç tükenmeyen bir kaynak gibi sunmayı hep sürdürürler.
Yeter ki biz istemeyi bilelim..
İnsanların önemli bir bölümünün kimsesiz yaşayamaması gibi,ben de kitapsız odalarda asla yaşayamıyorum.Ve benim bu odalarıma yalnızlık,hiç sığmıyor;neşeli günlerimde de,hüznün kol gezdiği zamanlarımda da.
Sevgililer günlerinde sevgili olduklarını etrafa göstermek için ortalığa dökülenlerin sevgililiklerini hiçbir zaman inandırıcı bulmadım.Tıpkı sevgiyi bir eyleme ve insandan insana yönelik bir sorumluluk kaynağına dönüştürmekten kaçanların sevgilerini de hiçbir zaman inandırıcı bulmadığım gibi..
Özgürlüğü sözde isterken,ahlakından hep korktuk.Şimdi ise özgürlükten yoksun kaldığımızdan yakınırken aslında bu büyük ahlaksızlığın bedelini ödemekte olduğumuzun ne yazık ki,hâlâ farkında bile değiliz.
Vakit öldürmeyi özel olarak amaçlamayın,çünkü vakit diye bir şey varsa bile,o her an kendini öldürüyor.Zamana ilişkin bunca aldatmacadan sonra elimizde zamandan geriye ne kalıyor dersiniz