İstek(will), bir …’den yoksun olma ve ona sahip olamamanın ifadesidir. A, istek duyar B’ye karşı, çünkü B’de olan A’da yoktur. Sizde olan bir şeyi isteyemezsiniz, ancak ve ancak başkasında olan veya başkasında olduğu düşünülen şey istenebilir. Tıpkı aşk gibi.. Aşkın, arzu ve istekle bu derece ilişkili olması tesadüfle açıklanamaz.
Aşk, Platon’un Şölen diyalogunda aktardığı üzre, eksik olanın tamamlanma isteğine karşılık gelir. Bir elmanın yarısı olan, çaresiz ve eksik olan varlık, ötekini de elmanın öteki yarısı olarak görür. Demek ki istek bize şunu der:” Ben eksiğim ve seni istiyorum; sende olan şeyden yoksunum, bu yüzden aradığım şey sende olmalı.” İşin en acı yanı ise, eksikliği çeken kişi, tamamlanma arayışının ötekinde olduğunu düşünmesidir. Çünkü öteki de aynı biçimde karşıdaki kişide eksik olan parçayı arar. Bunlar bazen çakıştığı gibi bazen de uyumlu bir yanılsamanın paylaşımı olarak anlam bulur.
Aşk, karşılıklı bir yanılsama halinin, mevcut olmayan eksiklik söyleminin iki kişide de tamamlanmamasıdır. Ortada bir yokluk varsa ona istediğimiz kadar varlık atfedelim onu var kılamayız. Spinoza, Ethika adlı eserinin “Tanrı” bölümünde, Tanrı’nın isteğe/arzuya sahip olmadığını belirtir. Çünkü istek, kendinde olmayanı istemektir; özcesi bir eksiklik tamamlanmak istenir. Nitekim mutlak/bütün olan yani tam olan bir varlık istek duyamaz. İsteğin anlamı da iradedir. O halde Tanrı veya insan irade sahibi de değildir. Gelgelelim özgür de değildir.