Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu “Alman taraftarlığı” yaftası, kendi küresel emelleri uğrunda Osmanlı İmparatorluğu'nun yok olup gitmesini isteyen, en büyük korkuları da memleketin yeniden hayatiyet bulmasını sağlayacak bir silkinme ve toparlanma süreci içine girmesi olan liberal emperyalist kesimler tarafından Birinci Dünya Savaşı'nda sömürgelerdeki Müslüman tebaayı tereddütlere sevk etmek amacıyla olduğu kadar, Osmanlılar arasına nifak sokarak kamuoyunu yanlış ve beyhude bir savaş içinde olunduğuna inandırmak suretiyle savaşma gücünü aşağı çekmek amacı doğrultusunda Jön Türkler'in dinsiz oldukları yolundaki benzeri yalan eklemelerle birlikte kara propaganda olarak uydurulmuştur.
Sayfa 395
Tüm büyük güçlerin savaşa girmelerine neden olan esas sebeplerin yanı sıra bizatihi savaşın başlamasıyla ortaya çıkmış; ikinci, üçüncü sırada duran amaçları vardı. Esas meselesi Almanya ve Alsace Lorraine olan Fransa, Filistin ve Suriye yönünde de amaçlar taşıdı diye, bunlar Fransa'nın savaşa giriş nedeni addedilemez; muharip tarafların savaş sonrasında ortaya çıkmasını arzuladıkları bir sürü yeni düzenleme de savaşa girişlerinin sebebi olarak gösterilemez. Liberal emperyalist izahat ve ona koşulu Ermeni anlatısı ne kadar çarpıtmaya kalkışsa da Osmanlı İmparatorluğu içn esas mesele, Çarlık Rusyası'ndan kaynaklanan tehdit, bu meyanda İstanbul ve Boğazlar'ın korunması ile Doğu Anadolu'nun işgalinin önüne geçilmesi olmuştur. Diğer her şey, bu asli endişenin çok altına düşer, hiçbir şey bu temel gerçekliğin önünü perdeleyemez.
Sayfa 388
Reklam
Aydınlar ve devlet adamları ITC mensuplarını siyaset sahnesinden silmenin yollarını tartışırlarken, ITC mensuplarını artık devletten ve partiden koparılmış olarak tahayyül etmeye başlamışlardı. Bu tartışmalarda ayrıca Osmanlı saltanatına derin bir tarihsel ve kültürel önem taşıyan bir tür örtük temel kimlik de yakıştırıldı." O hâlde, ITC'nin bir parçası olmadığı milleti kim ve ne oluşturmaktaydı? Gerçekleştiği tüm gaddarlıklara karşın devleti ele geçirip son 10 yılda bir Türk kimliği kavramını şekillendirmeye başlayan ITC olmadan imparatorluğu yeniden tasavvur etmek öyle ya da böyle oldukça güçtü ve bu yöndeki çabaların pek de uzun ömürlü olma şansı yoktu. Dolayısıyla imparatorluğun sınırları içindeki ve dışındaki koşulların değişmesiyle birlikte ITC unsurları, milli direniş hareketi adı altında Anadolu'da yeniden bir araya gelmeye başladı.
Sayfa 169Kitabı okudu
ITC mensupları yürürlüğe konmasına yardımcı oldukları meşrutiyet rejiminin koruyucuları sıfatıyla kendilerine özel bir rol de atfettiler. II. Abdülhamid döneminin yeni askerî akademilerinde gördükleri eğitim sırasında siyasileşmiş genç subayların oluşturduğu bir iç siyasi gruptan ve sürgündeki aydınlar tarafından dışında oluşturulan bir dış siyasi gruptan mürekkep ITC liderliği, kendi siyasi vizyonlarını ifade etme ve uygulama kapasitesine ve iktidarına sahipti; gerekli durumlarda bunu güç kullanarak da yaptı. Nader Sohrabi ile Bedross Der Matossion'in yakın dönemdeki çalışmalarının da gösterdiği üzere, güvenilirliğini sürdürmek için meşrutiyet söylemine bağlı kalmak zorunda olsa da ITC, liderliği anayasayı imparatorluk için her şeyden üstün bir yasal çerçeveden çok kendi hedeflerine ulaşmak için bir araç olarak gördü. Genel anlamda "imparatorluğu kurtarmak" şeklinde ifade edilen bu hedef, zora dayalı merkezîleşme ve modernleşme programları aracılığıyla Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak bütünlüğünü koruma anlamına gelmekteydi. Bu durum en nihayetinde ITC'nin kendi gücünü, özellikle de mevcut Osmanlı müesses nizamının aleyhine olacak biçimde, daha fazla arttırmasını sağladı. Dolayısıyla ITC mensubu olmak hem son derece muhafazakâr hem de son derece radikal bir dürtüyü işaret etmekteydi. ITC mensupları bir yandan imparatorluğu kurtarmaya çalışırken, bir yandan da imparatorluğun müesses nizamını oluşturan sınıfa karşı derin bir kırgınlık hissediyorlardı.
Jön Türkler ve Yahudiler
Elbette konuyla ilgili çok doğru-yanlış ya da çelişkili bilgiler var ama bazı Avrupalı yazarlar, Jön Türk hareketini ve İttihatçıları, Yahudilerin, Dönmelerin ve gizli Yahudilerin elinde oyuncak olan bir Yahudi-Mason komplosu olarak nitelerler. 1908 Jön Türk darbesi öncesinde, Avrupalı Siyonist Yahudiler, Osmanlı vatandaşı olan Yahudileri
“Rumeli’nin fethinde önemli bir rol oynayan Gazi Süleyman Paşa, aynı zamanda Orhan Gazi’nin de oğludur. (…) Süleyman Paşa’nın kullandığı ‘paşa’ unvanı, amcası Alaaddin Paşa’dan sonraki ikinci ve son örnek olmuştur. Bu ikisi dışında Osmanlı hanedanına mensup hiçbir şehzade, paşa unvanı ile anılmamıştır.”
Sayfa 36 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
PARALEL SERMAYE Paralel kelimesini de mevcut Cumhurbaşkanı meşhur etti. Gözlerden kaçan paralel bir durumu yazmam gerekiyor. Düşün dünyamız siyaset ve sermaye yalakası olduğu için bu tür konulara açılıp yazı yazamazlar. Aziz Nesin ve Uğur Mumcu yoksa iş başa düşmüştür. ✓ Birinci paralel sermaye bugün itibarını yerle bir ettiğim her
Padişah ve Siyasi Güçler Dengesi
Osmanlı Devleti'nde devlet işlerine ait kararlarda son karar yeri , mutlak otoriteyi temsil eden padişahtır.
Zsitva- torok Antlaşması Maddeleri
Güçlükle barışa erişilmiş olup bu antlaşma Avrupa'da Osmanlı üstünlüğüne son veren bir belgedir.
“Türkler yeryüzünün en işlek, en renkli bölgelerinden birinde yaşamaktadır. Fakat Akdeniz havzasındaki üç tarihî imparatorluktan birini kuran ve eritenlerin torunları ve çocukları olduklarının farkında değiller.”
Sayfa 13 - Kronik KitapKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.