Urungu ve Ay Hanım'ın ölümü
Urungu bir defa daha Ay Hanım'ın yüzüne baktı ve bu sefer gözleri orada takılı kaldı. Bu ilâhi yüze bakan gözler yaşlıydı. Yaşlı gözlerini göğe kaldırarak Tanrı ile konuşuyormuş gibi: - Bozkurtlar dirilirken Ay Hanım da yaşasaydı ne olurdu! diye fisildadi. Sonra görülmedik bir şeye takilan gözlerin manalı ışıltısı ile ileriye bakarak atını mahmuzladı at son bir atlayışla fırlarken Ay Hanım'ı deminkilerden daha sıkı kendine doğru çekti. Dudaklarını hiçbir zaman görmediği hiçbir çağın göremeyeceği o ilahi yüze değdirerek öptü ve hala sıcak olan o mehtap kadar, güneş kadar güzel olan yüzden ayıramadan, biran içinde bütün mazisini yıldırım hızıyla hatırlayıp "Hoşça kal Ötuken!" diye düşündükten sonra kendisini boşluğa bıraktı. Arkasından gelen beş atlı aşağıya düşen atın çıkardığı sesle birlikte oldukları yerde durdular. O sırada Taçam'ın dudaklarından bir ağıt gibi: - Ölüm uçurumu! kelimeleri döküldü. Urungu, bağrında sevgilisi olduğu halde kendisini Ölüm Uçurumu'na firlatmis, hayatta kavuşamadığı Ay Hanım'a zamanı ve meseleleri aşarak ölumde, bir daha ayrılmamak üzere, kavuşmuştu. . . . Binbaşı Pars onların ölümlerine yüreği dayanamamıştı. Benzinin sarardigi mehtabın altında bile belliydi. . . . Yüzbaşı Ezgene : " Kutlu ölülerimizi selamlayın! dedi. Uçuruma döndüler şimdi oradan hafif bir ses geliyordu: Ay'ın bahtı karanlık Urungu'nun karadır . . . Dört Gök Türk'ün de gözleri yaşlıydı...
Sayfa 622 - ÖtükenKitabı okudu
bu şiirde iki göz var biri senin; biri onun Senin o karanlık, küf kokulu matem gözlerini terkediyorum biliyorum; saçlarının sarısı gözlerinin yeşiline karışmış biliyorum; sana benzemek için melikeler birbiriyle yarışmış fosforlu ve derin bakışlarına çağlar boyu nice destanlar yazılmış oysa ben görülmedik bir lale yaprağına gökleri kıskandıran bir
Reklam
Çobanın Aşkı (ALLAH İÇİN ALLAH DESEYDİM)
Aşıktı genç çoban. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, arkadaşı anlatıyordu onun halini: – Gözleri günlerdir uyku görmedi efendim, diyordu, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi gündüzü havası suyu o kız oldu sanki. Ne desem kar etmiyor, son bir çare diye geldik size. Halbuki ”sen bir garip
Çobanın Aşkı (ALLAH İÇİN ALLAH DESEYDİM)
Aşıktı genç çoban. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, arkadaşı anlatıyordu onun halini: – Gözleri günlerdir uyku görmedi efendim, diyordu, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi gündüzü havası suyu o kız oldu sanki. Ne desem kar etmiyor, son bir çare diye geldik size. Halbuki ”sen bir garip
Sunuş Elinizdeki kitap büyük inisiye Hermes’e atfedilen bilgilerin çeşitli kaynaklardan derlenmesiyle oluşturulmuş zengin bir külliyatı içermektedir. Çağlar boyu ezoterik bir gelenek içerisinde nesilden nesile aktarılan Hermetik bilgiler pek çok filozof, bilim adamı ve sanatçıyı etkilemiş, onların düşünce ve anlayışlarına yön vermiştir. Kitabın
Sanat Felsefesi, Estetik, Schiller, Ressamlar
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
Reklam
91 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.