Evvelâ her şey mucize... Her şey Allah'ın mucizesi... Yekûn halinde varlık ve tek tek her şey mucize... Göz mucize, kulak mucize, akıl mucize, ruh mucize... İki parmak ucu arasında bir çiçeğin ipek nescini lif lif tadan duygu nedir? Ne sayalım! İnsanın içine ve dışına doğru her şey mucize... Hacim mucize, şekil mucize, renk mucize...
Sonradan bütün bunlar basit ve tabiî sayılıp da meccani bedahat hissi içine girildi mi, artık bunlardan ötesinde olmaz sanılan şeyler ayrıca mucize... İnsan ne aptaldır! Mucize içindeyken mucize bekler.
Necip Fazıl Kısakürek
Bir yol buldum öteye geçerek gözlerinden
İşte yeni bir dünya peygamber sözlerinden
Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm
Erdem Bayazıt
Kıyıya vuran gemilerden niçin jilet yapılır? Çünkü her şeyini kaybeden ve ümidini yitiren keskinleşir. Duruşu, bakışı, sözleri ve kendisi eskisi gibi değildir; tahmin edilemez, keser, incitir. Tuhaf bir donukluk çöker, hissizlik. Gidilecek bir yer, varılacak bir liman kalmamıştır artık ve geçmiş güzel günleri düşleyerek sonuna razı gelir o gemi.
Bunları belki kendim de müphem surette hissetmiştim. Fakat kim bilir nasıl bir ihtiyaçla daima tevil yollarına sapmış açık düşünmekten ve hüküm vermekten çekinmiştim. İstinat noktaları yavaş yavaş aşınan, sonra günün birinde en ehemmiyetsiz bir sarsıntı ile birdenbire çöken binalara benzedim...