Bak izle onu acıyı ne kadar seviyor. Her nefes alışında boğazından oksijen değil de cam parçaları geçiyor. Ama mutlu görünüyor değil mi. Bazı insanlar böyledir işte ne kadar ölmek isteseler de ölmezler sona bırakır kaderleri onları. Daha çok çekeceği acılar vardır çünkü. Ölüm ile yaşam bir dengeyse acı ile mutluluk da bir dengedir sen ben üzülecegiz ki başkaları mutlu olsun. Ama acı ile mutluluğu ölüm ile yaşamdan ayıran yegane şey istekdir. Ölümün çaresi yoktur ama mutlu olabilirsin. En azından mutlu görünebilirsin. Şimdi söyle bakalım sen kaç kez boğazında cam parçaları ile gülümsedin.
#intiharnotları
#kitapfikri
Ölmeden önce kendime,
“Son arzun nedir? Söyle bakalım!” diye sordum.
İçimden bir ses,
“Yaşamak!” dedi.
“Sen iyimserle kötümserin hikayesini biliyor musun?”
“Hayır” dedi.
“Kötümser ‘işler daha kötü olamaz’ diye feryat ederken, iyimser ‘Olabilir, daha kötüde olabilir ‘ dermiş.
Şimdi söyle bakalım. Sen iyimser misin, kötümser mi?”
Vay Sa'lebe bin Ebî Hâtıba
Sa’lebe bin Hâtıb, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” huzûruna gelip, yâ Resûlallah, mâlımın çok olması için bana düâ buyur, dedi. Bunun üzerine: (Vah sana ey Sa’lebe, şükrünü yapabildiğin az mâl, şükrünü yapamayacağın çok mâldan iyidir) buyurdu. Sa’lebe tekrâr, yâ Resûlallah, düâ et Allahü teâlâ bana çok mâl versin, dedi. Resûlullah
Sayfa 218 - Hakikat KitabeviKitabı okudu
