Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Dikkat spoiler içerir.
Geralt, Dryadların yanından ayrılır çünkü Ciri'nin Emhyr'in yanında olduğunu düşünmektedir. Ona haberler getiren okçu Milva yani Maria da onunla beraber yola çıkar. Ama peşlerinde biri daha vardır. Hakkında yakalama emri çıkarılan Nilfgaard'lı asker Cahir de gizlice onlarla gitmektedir. Yolda Zoltan adındaki cüce ve kafilesi ile karşılaşırlar. Percival, küfürbaz papağanları ve daha pek çok cüce bazı insanları güvenle bir yere götürmektedir. Bu kafile ile yola devam ederler. Bu arada büyücüler sadece kadınlardan oluşacak bir konsey kurmaya çalışmaktadır. Triss ve diğerleri tartışmaktadır. Gizlice kurtulan Yennefer de ekibe dahil olur. Amaç, tek bir ülke kurulup, kralını bir büyücü ile evlendirmektir. Bu büyücü ise Kirli Kana sahip olan Ciri'dir. Pek çok badire atlayan Geralt ve ekibi Regis ile karşılaşır. Regis aslında bir vampirdir ama kan içmeyen bir vampir. Yine de boşboğazlı Dandelion ona pek güvenemez. Ama Regis hem doktorluğu hem de yetenekleri ile pek çok kez onlara yardımcı olur. Yolları Zoltan ile bir kez daha kesişen Geralt ondan bir kılıç alır. Nehrin karşısına geçecekken düşman askerleri çıkagelir. Ama sorun Milva'nin hamile olmasıdır. Cahir ile savaşa katılan Geralt çok askerin hayatını kurtarır. Ve bir kraliçe tarafından Rivyalı bir şövalye ilan edilir. Ciri nerededir? Bundan sonra neler olacaktır? Kendine Faika dedirten Ciri geçmişini hatırlayacak mıdır? Geralt onu bulabilecek midir? Keyifle bir solukta okunan bir roman.
Spoiler içerir, Benim gözümden Genç Werther"in Acıları
Öncelikle sevincini ve üzüntünü paylaşabileceğin birileri olması çok güzel birşey.
Werther bu yönden çok şanslı, ama bahsettiği sevme duygusunu hayata geçirmek konusunda verdiği tavsiyelere(insan gibi sevmeliyiz abartmamalı tadında bırakmalıyız, eğer öyle yaparsak aşk olur mu?) uymaması onu bitiren veya ruhunu tekrar canlandıran şey oldu.İnsan bildiklerini yapmaya heycanlı değil bazı konularda, çükü heyecan bilmediğimiz birşeyi merak edip öğrenme arzusunda başlıyor. Werther"ın sonunu merakı getirdi. Lotteyi merak etti,içne daldıkça daldı kendni tutamadı ve en sonunda kayboldu.Hayat bazen bize sillesini karşımıza mükemmel insanları çıkartmakla atıyor. Çünkü insanoğlu kusur bulamıyor ve istediği şeyi elde etmemesi gerektiğini bilince işin içine çamur atması gerektiğini biliyor. Ama vicdan buna izin vermiyor.Albert ve Lotte mükemmel bir çift idi.Werther, Lotte ile birlikte olmak için bir sebep bile bulamıyordu./ tamamen kendi fikirlerim doğrultusunda yorumladım, yanlışım olabilir, bu benim gördüklerimin bir alıntısıydı.Bu kitapta daha görülmesi gereken binlerce konu var bu ne ilk ne de son okuyuşum olucak.
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021122,3bin okunma
Spoiler içerir yazısından sonra spoiler içerir.
Virgül ve noktalama dışında başka noktalama işaretleri kullanmayan bir yazardan söz ediyoruz.
Jose Saramago.
Virgül ve nokta dışında başka herhangi bir noktalama işareti kullanmaması konuşma esnasında satır başına geçmemesi, insanın ilk düşündüğünde okurken anlam karmaşası yaratacağını hissine kaptırabilir. Ama öyle değildi, her şey gayet
Spoiler içerir..
Jack London 'un kendi döneminden bir çok izinde yer aldığı bir eser. Bir bakıma otobiyografi özelliğine de sahip diyebiliriz.
Eser aşırı derecede akıcı. Saatlerce elimden bırakamadım. İnsanın iç dünyasını temellerinden sarsıyor.
Neyde mi bahsediyor?
İşçi sınıfından olan kahramanımız geçimini gemilerle denize açılan bir tayfa olarak sağlıyor. Bazı rastlantısal sebepler kahramanımızın üst sınıf insanların hayatına kendi küçük penceresinden bakmasına yol açıyor ve kahramanımız üst sınıftan bir kıza aşık oluyor. Aşkına kavuşmak için kendi sınıfından kurtulup üst sınıfta kendi yer edinmeyi kafasına koyan kahramanımız kendini okumaya veriyor. Okudukça da kendisinde olan yazma yeteneğinin farkına varan kahraman aşık olduğu kız ve ailesi desteklemese bile yazar olmayı kafasına koyuyor. Çok büyük sıkıntılar yaşıyor, aç kalıyor, sevgilisi tarafından terk ediliyor. Aradan geçen kısa zaman sonucunda hedeflediği başarıya ulaşan kahramanımız artık eskisi gibi değildir. Sıkıntılı günlerinde yanında olmayan insanlar birden etrafında sevgi selleri oluşturmuşlar ve kahramanımızı da sonun yolculuğuna çıkaran ulaşmak istediği insanların iki yüzlülüğü olmuştur. Artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Eskiden içinde yer aldığı alt işçi sınıfı onu o olduğu için seviyor lakin kahramanımız kendini artık onların yanında da farklı ve mutsuz hissediyordur. Kahramanımız bu içinde bulunduğu hastalıklı halden kurtulamaz ve kaçınılmaz son gelir...
192 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba kıymetli okurlar
———SPOİLER İÇERİR ———
Paulo coelho tarafından kaleme (!) alınan bu roman açık bir şekilde ç’alıntıdır. Yazarına uzun yıllar kitapda bahsettiği bu hikayenin Osmanlı’da yaşandığı söylenmiş lakin kendisi bunu kabul etmemiştir. Daha sonra ne olduysa bunu kabul ediyor ve arka kapağında da belirttiği üzere “... Mevlana’nın ünlü Mesnevi’sinde yer alan bir küçük öyküden yola çıkarak yazılan bu roman ...” bu romanı sözde ilham alarak kaleme alıyor. Ve işin ilginç yanı kitabın birçok dile çevirilerek ilginç bir rağbet görüyor olması. Gelelim kitaba dair eleştirilerime;
Kitabı takkeci İbrahim efendi hikayesinden ç’alıntı yaparak yazdığını öğrendiğim için büyük bir hayal kırıklığı ile okudum ve son sayfaya gelene kadar olayı tam kavrayamamış olduğumu farkettim. Çünkü son sayfayı okuduğunuzda hikayeyle o kadar birebir bir şeyi kaleme aldığını anlıyorsunuz ve bu “esinlenmek” değil çalmaktır demekten kendinizi alamıyorsunuz.
• kitapta çok fazla “kişisel menkıbe” kavramı var bir noktadan sonra insanı sıkıyor ve anladık tamam kişisel menkıbemiz dedirtiyor.
• kitabın içindeki kavramsal süreci bile Mevlana hz den birebir çalmış olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz; eğer Mesnevi ile ilişkiniz varsa ( biriciklik ve aşk) gibi kavramlarda Mesneviden alınan pardon çalınan kavramsal betimlemeler ile kitap sürdürülmüş.
Bu kitabı illa okuyacak olan biri önce; Takkeci İbrahim Efendinin hikayesine baksın daha tatmin edici bir “kişisel menkibe “ örneği sunacaktır size. Kendi kültürümüzden bize dair bir yaklaşım olduğu için...
Yoğun okul tempomdan dolayı bölük pörçük okuyarak zar zor bitirebilmiş olsam da bu kitap hakkında bir inceleme yazma ihtiyacı hissettim.
Öncelikle kitap cidden aşırı argo bir dil kullanımı içeriyordu ve bazı sahneler cidden rahatsız ediciydi fakat ben kitabın ikinci bölümden sonra başladığını düşünüyorum. İkinci bölümden sonrasında kitap sizi içine alıyor ve gerçekten güzel ilerliyor.
Bu kadar argo anlatımlı bir kitabın bana herhangi bir şey katamayacağını ve boş yere okuduğumu düşünsem de sonu cidden öyle olmadı.
BU BÖLÜMDEN SONRASI SPOİLER İÇERİR!!
Alex'in tedavi olduktan sonra sürekli eski tanıdıklarıyla karşılaşması her ne kadar herkesin -aynı koşullardan ve yollardan bile gelse- farklı yerlerde olacağı mesajını verse de biraz abartı geldi bana. Kodes papazı ise birazcık daha görmek istediğim bir karakterdi. Bana göre kitabın sonu cidden güzel ve beklenmedikti fakat keşke bir anda değildi adım adım iyileştiğini görseydik. Yine de kitap cidden güzeldi ve okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Papazın da dediği gibi "İyilik seçilen bir şeydir. İnsan seçemediğinde insanlıktan çıkmıştır." İyiliğin dayatıldığı otomatik portakallardan değil de, iyiliği seçen insanlardan olmanız dileğiyle...
