Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
Kitap okumaktan geri kaldığımda bir hakan günday okuyup kendime geleyim dediğim bir başka evreyi tamamlamış bulunuyorum. Her kitabında olduğu gibi bu kitapta da depresif ve soyutlanmayı arzulayan baş karakter var. Bu kişi de overthinking eylemeden duramıyor, tabi kendini bulduktan sonra. Kitaba başta adapte olamayacağim, hatta ısınamayacağim gibi düşündüm tıpkı kinyas ve kayrada olduğu gibi. Ama olayların anlam kazanmasından sonra kitap okuyucuyu içine öyle bir çekiyor ki...
İçeriği hakkında konuşacak olursak (!spoiler alert!), azil yıllar önce kendisine yazmış olduğu bir mektubu alarak esas azil ile tanışıyor. Bozulan psikolojisi ve içindeki şeytani dürtülerle ebeveynlerini öldürmeye karar veriyor. Yılların suskunluğunu o esnada terk ettikten sonra evden de ayrılıp kendini aramaya koyuluyor. (Yine diğer kitaplardaki gibi) Paraya ihtiyacından dolayı normally illegal but this time just weird bir iş bulup uzunca bir süre kaos içinde yaşıyor. Kitabın son bölümünde artık kendini çoktan bulduğunu ve hatta benliğinin onu terk ettiğini düşünüyor ve surprisingly (!) intihar etmeye karar veriyor. Son bölümdeki Yahya azilin küçüklüğü diye tanıtılsa sırıtmayacak bir karakter. Ebeveyn baskısından mı, zekasından mı yoksa canlandırdığım şirinliğinden mi bilmiyorum ama ona çok ısınmıştım. Anyways, azil için de intihar etse üzülürüm diye içimden geçirirken ölüm biçimi beni şoke etti.
Kitabı üzgün bitirdim ama çok sevdim. Bol brainstorming ve maalesef ülkemizin büyük bir yansımasını içeriyor.
Serinin üçüncü kitabı sanırım en fazla olayın çok çok farklı şeylerin olduğu duyguların zirvede yaşandığı bir kitaptı fakat kadın karaktere kitapta fazlasıyla sinir oldum .Çok heyecanlı olmasına rağmen olayların gidişatını çok güzel yazılmasına rağmen sinir olduğum için içimden okumak dahi gelmedi bazı yerleri ve aynı şekilde en başından en sonuna kadar olan bir olay çerçevesinde çok fazla uzatılmıştı.Daha kısa bir şekilde bitirilebileceğini düşünüyorum ve bu fazla uzaması karaktere karşı bir soğukluk getirdi bana bu yüzden diğer iki kitaptan çok daha olaylı ve heyecanlı olmasına rağmen fazla uzatıldığını düşündüğüm için biraz daha düşük puan verdim . İkinci kitabın sonu kadın karakteri psikolojik bir rahatsızlığını öğrenmesi ile bitiyordu ve üçüncü kitapta bu hastalığın çok fazla yerde onun hayatını etkilediğini görebiliyoruz hastalığının getirdiği şeyler dolayısıyla bazı olaylar yapmasına rağmen bana çok fazla geldi ve hastalığının öğrenilmesi burası biraz spoiler içeriyor olabilir hastalığı öğreniliyor fakat bu çok fazla uzun bir süre alıyor .ve bu uzun sürede yaşananlar biraz beni sıktı açıkçası ben daha kısa bir sürede öğrenmesini tercih ederdim ki bu kitabında yine son sayfalarında yazar farklı bir yerden vurmuş diğer kitabını merak etmemi sağladı.
Gelin biraz Camorr sokaklarında gezinelim!
Uzun zamandır merak ettiğim bir serinin ilk kitabı olmasının yanı sıra puntosunun küçüklüğü ve kendi kalınlığı ile gözümü epey korkutan bir kitap olmasına rağmen reading slump dönemimde imdadıma yetişti, evet! 600 sayfalık bu kitap ile reading slump'a girmeden çıkmayı başardım, bu da bir başarı. Gelelim bu başarıyı sağlayan kitaba.
Konuyu
111 syf.
8/10 puan verdi
Beni Soran Oldu Mu?
İnceleme için sadece başlangıç kelimesinin yeterli olduğunu düşünüyorum.
Odama döndüm, (insanlar kötüydü) yatağa uzandım (insanlardan bıktım) ve geri kalktım (insanlığa acıdım) ayaklarımı yıkamadığımı hatırladım (düşünmenin ızdırabını yaşadım) ve ayaklarımı yıkadım (gözlerinden arınamadım) havluyla kurundum (yorgunluğun ugultusuyla savruldum) ve
SON CÜMLE SPOILER İÇERİYOR.
Kitap bana hediye olarak gelmişti. Bir eğitimci olarak kitapta anlatım bozukluğu olduğunda elimde olmadan kitaptan soğuyorum maalesef bunda da aynı durum oldu. Kitap çok eski bir kitap değil ama içerisinde defalarca geçen “kilometrelerle”, “defalarla” kullanımları dilimizde yok. Yazan kişi dedesini anlatmak istemiş olabilir ama bu kadar çok göze batan hatalara editör de mi dikkat etmedi? Sürekli “kilometrelerce yol” yerine “kilometrelerle yol” yazılmış. Yeni bir yazım şekli denemeye çalışmış olabilirler diye düşündüm ama dili katletmek yeni bir edebi anlatım demek olmamalı. Bu kadar basit bir hatanın tekrarlanıp durması ile bitmiyor eleştirim, maalesef anlatım bozuklukları ya da yazım bozuklukları sadece bu iki kelimeden ibaret değil. O kadar çok anlatım bozukluğu var ki bunca araştırmaya yazık olmuş. Çok büyük bir aşk anlatmıyor aslında kitap ben öyle bir aşk görmedim. Özetle: Shura savaştan kaçmak için Seyit’i kullanıyor ailesini bulunca da Seyit’i bırakıp hayatına devam ediyor.
- SPOILER İÇERİYOR DİYEMEM ANCAK SİZE SPOILER GİBİ GELEBİLECEK CÜMLELER MEVCUT -
Birçok felsefe kitabı okuduktan sonra polisiye kitaplar klasik, olağan, basit geliyor. Ancak yine de okumaktan, beynimi dinlendirmekten kendimi alamıyorum. Özellikle de bu kitabın yazarı Harlan Coben'sa.. Fuardan aldığım ilk kitaptı, girer girmez Martı'ya gittim ve kitabı aldım. Ayracının olmaması üzdü açıkçası..
Diğer Harlan kitaplarından farklı olarak bu kitap direk Sığınak'ın devamı olarak yazılmaya başlanmış. Tabi aralarda önceki kitaba dair önemli kısımlar anlatıldığı için ilk kitabı okumadan bu kitabı okuyabilir ve anlayabilirsiniz ama yine de öncelik Sığınak'a ait olmalı bence.
Olaylar ilk kitabın devamı niteliğindeydi, sadece giriş değil yani. Mickey ve Myron'ın ilişkilerinin gidişatı hoşuma gitti. Win'in adını duymayı, onu okumayı özledim açıkçası. Onun Mickey'ye bakış açısını, söyleyeceklerini, Mickey'nin vereceği tepkileri de merak ediyorum ve görmek istiyorum. Her neyse, gidişat akıcı, heyecanlı, sürükleyici ve merak uyandırıcıydı. 3 saatte bitirdim, öyle söyleyeyim. Rachel'ın yaşadıkları, Ema'nın olayı, kaşık, Yarara Kadın, siyah - beyaz fotoğraf ve yeşil gözlü adam.. Artık gerçekten merak ediyorum; Mickey'nin babası, Myron'ın erkek kardeşi gerçekten de ölmemiş olabilir mi? Sanırım sıradaki kitap bunun üzerine olacak..
