Seninle konuşmak istedim, çünkü buna çok ihtiyacım vardı. Biliyorum, babamın o yaşta iş bulamıyor olması kötü. Çok acı çektiğini biliyorum. Annem masrafları karşılamak için şafak çökmeden evden çıkmak zorunda kalıyor. İngiliz Değirmenin'de, dokuma tezgahlarında çalışıyor. Belinde özel bir kemerle geziyor, çünkü bir gün makara dolu bir kutuyu kaldırayım derken fıtığı çıkıverdi. Lalâ derslerinde başarılı bir kız olsa da mecburen fabrikada işçiliğe başladı... Bütün bunlar çok fena. Ama yine de babamın bana o kadar vurmasına gerek yoktu. Noel'de bana istediği zaman vurabileceğini söylemiştim, ama bu kez abarttı.
Dünyanın orijinal başlangıç meridyeni.
Dünyanın ilk sıfır boylamı.
Paris’in eski Gül Çizgisi
Şimdi Langdon Rue de Rivol’de koşuştururken, varış noktasının uzanabileceği kadar yakında olduğunu hissediyordu. Bir bloktan az kalmıştı.
ailesi onu, tek başına bu bataklıkta hayatta kalması için terk etmiş olabilirdi ama biri buraya kendi isteğiyle geliyor ve ormana hediyeler bırakıyordu.
Bu kağıt parçasına sadece ömrümün bir parçasını değil, gönlümün son bir tesellisini daha görüyordum. Ne hazin, yarabbi, ne hazin!
Hangi ümide sarılsam elimde kalıyor, neyi seversem ölüyor. İşte üç sene evvel bir sonbahar akşamıyla beraber ölen genç kızlık rüyalarım, kendi küçüklerin, sonra Munise, onun arkasından belki kalbimin öksüzlüğünü avuturlar diye ümit ettiğim talebelerim. Yavrularını tehlikede gören bir ana kuş hırçınlığıyla üstlerine titrediğim bu şeyler, sonbahar yaprakları gibi birer birer sararıyor, dökülüyor. Daha yirmi üç yaşıma girmedim; yüzümden vücudumdan çocukluğun izleri silinmedi; halbuki gönlüm, baştan başa bütün sevdiklerimin ölüleriyle dolu