Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Spoiler olabilir bılmıyom ehe
"Hadi öpüşsenize" "Yasemin yerine yankı ile ben öpüştük beyine benziyordu" "Beyin öpmeden ölemezsin" "Beni şöyle Spider-Man gibi tersten öpsene hiç öpüşmedim öpüşmeden ölemem" "Korkarsan helin'in dudaklarına yapış yankı"
Spoiler olabilir
“Şimdi de aşkımıza yeniden başlayalım diyorsun. Evlenmemizi istiyorsun. Beni istiyorsun. Ama bak… kitaplarım ilgi görmeseydi de ben şu anda neysem aynen oydum. Ama sen burada olmayacaktın. Neden o anasını sattığımın kitapları ve… “Küfretme,” diye sözünü kesti Ruth. Bu azar Martin’i irkiltti. Sonra da kulak tırmalayıcı bir kahkaha patlattı. “İşte bu,” dedi, “bu kadar önemli bir anda, hayatının mutluluğu tehlikede görünürken, sen yine hayattan korkuyorsun; hayattan ve tam yerinde edilmiş bir laftan.”
Sayfa 460 - Türkiye İş Bankası Yayınları, 30.Basım, Martin EdenKitabı okudu
Reklam
Spoiler olabilir
“Neden daha önce göze almadın?” diye sordu sertçe. “İşim gücüm yokken… Açlıktan ölürken… Şimdi kimsem o zaman da aynı adamdım, insan olarak, sanatçı olarak aynı Martin Eden’dım; o zaman neden yapmadın? Kafamı duvarlara vura vura kendime sorduğum soru buydu. Sadece senin için değil, herkes için sordum. Görüyorsun değil mi, zerre değişmedim ben. Aynı kemiklerin üzerinde aynı ten, aynı ellerimde aynı on parmak. Aynı adamım. Ne yeni bir erdem sahibi oldum ne de yeni bir gücüm var. Beynim, eski beyin. Edebiyatta veya felsefede yeni bir görüş ortaya atmadım. Kimse beni istemezken hangi kıymete sahipsem şimdi de öyleyim. Şu anda kafamı en çok kurcalayan şey, beni neden istedikleri. Beni kendim olduğum için istiyor olamazlar çünkü hâlâ eskiden istemedikleri kişiyim. Demek ki beni başka bir şey için, ben olmayan bir şey için istiyorlar! Sana bu şeyin ne olduğunu söyleyeyim mi? Gördüğüm kabuldür bu. Halbuki o kabul ben değilim. İnsanların kafasındaki şey o. Bir de kazandığım ve kazanacağım paralar için istiyorlar. Halbuki o para da ben değilim. Para bankada duran, herkesin cebinde olan bir şey. Sen de mi beni bunun için, kabul ve para için mi istiyorsun beni?”
Sayfa 457 - Türkiye İş Bankası Yayınları, 30. Basım, Martin EdenKitabı okudu
Spoiler olabilir!!
"Seni bekleyeceğim benim deli kızım, ne kadar uzun sürerse sürsün." Dudaklarının üzerindeki çukuru nazikçe öptü. "Nova, " diye fısıldadı kız "İsmim Nova."
!Spoiler olabilir Sayfa 15- En üstte Klinger'in ünlü gravürü "Zaman ünü Yok Ederken" duruyordu. Yüzünde sabırsız, küstah bir güçlülük ifadesiyle önünde yere serilmiş yatan kadının böğrüne gaddarca basan zırhlı delikanlıyı daha önce de zaman zaman incelemiştim. (...) Zırhlı bir adamın silueti gibi bir şey mi? Yoksa beni kollarının arasına alarak ilk aşk sarhoşluğunu ve aşka bağımlılığın dehşetini öğreten Benno'nun kendisi mi? Sayfa 44- yeniyetmelik romantizmimle tanıdığım "zırhlı” adam zırhını çıkarmış ve ardından çocuk iyiliğinde, sevgi ihtiyacı içinde, hiç kimseye, hayır, hiç kimseye kötü davranamayacak bir insan görünmüştü.
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
kitapla alakalı spoiler içeriyor
Ne var ki ben, kendimle ilgili bazı meseleleri hala çözebilmiş değilim. Rendekar düşünüyor olmasından varolduğu sonucunu çıkarıyor. Ben de düşünüyorum, dolayısıyla varım, ama kimim? Galata'da, Yelkenci Hanı bitişiğinde ikamet eden Uzun İhsan Efendi mi, yoksa bugünden tam üç yüz sekiz yıl sonra, sözgelimi İzmir'de oturan mahzun ve şaşkın adam mı? Hangimiz düş ve hangimiz gerçek? Düşünüyorum, o halde ben varım. Düşünen bir adamı düşünüyorum ve onun, kendisinin düşündüğünü bildiğini düşlüyorum. Bu adam düşünüyor olmasından varolduğu sonucunu çıkarıyor. Ve ben, onun çıkarımının doğru olduğunu biliyorum. Çünkü o, benim düşüm. Varolduğunu böylece haklı olarak ileri süren bu adamın beni düşlediğini düşünüyorum. Öyleyse, gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum. Senin için gerçek bir baba olmayı, saçlarını okşamayı, seni öpmeyi çok isterdim. Ama düşlere dokunmak mümkün olabilir mi? Sana bu yüzden hem çok yakın, hem de çok uzağım. Veda etmek benim için son derece zor. O yüzden, her ne kadar uzakta olsam da seni, o eski yakışıklı yüzünle, Aglaya'yla birlikte hep düşlemek istiyorum. Hoşçakal oğlum. Hoşçakal sevgili, biricik düşüm."
Sayfa 237Kitabı okudu
Reklam
"Onu sevmek, nefes almak gibidir. Gel de nefes almaktan vazgeç şimdi" demiş Mevlana. Sevmek, şansın yoksa yaşarken ruhen ölmeyi göze almaktır. Stefan Zweig' in Satranç kitabını okudum ve beğenmişle beğenmemiş arasında kaldım. Yalnız iyi olan bir tarafı var bu yazarın; olay örgüsü kuvvetli ve okurken film izliyormuşçasına bir his
KİTAPTAN SPOILER İÇERİR!!!!
"Bakın doktor, sevgili dostum, ben asla bu işin uzmanlarının izledikleri süreçlere bel bağlayan biri değilim. Benim aradığım parmak izleri ya da sigara külleri değil. Beni İlgilendiren işin psikolojisi. Ama bu işte biraz bilimden destek almam gerektiğini hissediyorum. Bu kompartıman ipucu dolu, ama bu ipuçlarının gerçek olduğundan, düzmece olmadığından emin olabilir miyim? Hayır." "Sizi tam olarak anlayamıyorum, Mösyö Poirot." "Size bunu bir örnekle açıklamaya çalışayım. Bir kadın mendili bulduk. Bunu düşüren bir kadın mıydı? Yoksa bir erkek, bu cinayeti işleyen bir erkek, 'Bunun bir kadın cinayeti olarak görünmesini sağlamalıyım,' diye mi düşündü? 'Düşmanımı birçok kez bıçaklarım, yaralardan bazılarının hafif hatta çizik şeklinde olmasına dikkat ederim ve bulunacak şekilde bu mendili düşürürüm.' Bu bir olasılık. Tabii bir diğer olasılık daha var. Katil bir kadın ve pipo temizleyicisini özellikle, katilin erkek sanılması için düşürdü. Ya da ciddi bir biçimde iki kişinin -bir kadın ve bir erkek- bu cinayete karışmış olduklarını ve her birinin geride dikkatsizlikten kimliklerini ortaya çıkaracak bir ipucu bıraktığını mı düşünelim? Bu kadar rastlantı biraz fazla, öyle değil mi?"
Spoiler olabilir
"Sen kötü kalplisin Bebek İsa.Ben senin bu kez Tanrı olarak doğacağını zann ederken yapılacak şey mi bu? Neden öbür çocukları sevdiğin gibi beni de sevmiyorsun? Çok uslu durdum. Bir daha hiç kavga etmedim, derslerime çalıştım, küfretmeği bıraktım. (...) Neden bana böyle davranıyorsun, Bebek İsa? Şeker portakalımı kesecekler, ama bunun için bile yaygara çıkarmadım. Sadece birazcık ağladım... Şimdiyse...Şimdiyse..." Gözyaşlarım sel olup aktı. "Portuga'mı geri istiyorum, Bebek İsa. Portuga'mı bana geri vermelisin..."
Sayfa 167 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Spoiler olabilir
Seninle konuşmak istedim, çünkü buna çok ihtiyacım vardı. Biliyorum, babamın o yaşta iş bulamıyor olması kötü. Çok acı çektiğini biliyorum. Annem masrafları karşılamak için şafak çökmeden evden çıkmak zorunda kalıyor. İngiliz Değirmenin'de, dokuma tezgahlarında çalışıyor. Belinde özel bir kemerle geziyor, çünkü bir gün makara dolu bir kutuyu kaldırayım derken fıtığı çıkıverdi. Lalâ derslerinde başarılı bir kız olsa da mecburen fabrikada işçiliğe başladı... Bütün bunlar çok fena. Ama yine de babamın bana o kadar vurmasına gerek yoktu. Noel'de bana istediği zaman vurabileceğini söylemiştim, ama bu kez abarttı.
Sayfa 144 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
69 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.