Ah Toprak Ana...
Kim bilir ne acılara, ne üzüntülere, ne hayal kırıklıklarına şahit oldun öyle, belki de olmaya da devam ediyorsun.
İncelemeye nereden başlasam, hangisinden bahsetsem bilemiyorum. En iyisi bir annenin çaresizliğini gösteren, yüreğimi derinden dağlayan şu alıntıyı ekleyeyim:
"Bari ben, oğlunun yolunu böyle gözleyen anaların sonuncusu olsam..."
Bir anne, 3 oğlu ve kocasını savaş yüzünden kaybeden, gelini ile hayatta kalmaya, ona umut olmaya çalışan bir anne... Savaş, kıtlık, özlem, hasret, hüzün... Tüm bu duyguları en derininden yaşatan bu eseri okurken insan düşünmeden edemiyor. “Savaş diye bir şey neden var ki, insanlar neden barış içinde yaşayamıyor?”
Savaşta bulunanların çektikleri zorluklar ayrı, geride bıraktıklarının çektikleri zorluklar ayrı. Kim bilir ne hayalleri vardı o insanların, ne beklentileri, umutları. Bir savaş ile tüm hayalleri kuş olup uçtu. Kitaptaki bu duygulara, gerçekte yaşıyor hissi ile soluksuz ortak oluyorsunuz.
Söyleyecek çok söz var aslında. Ama benim kelimelerim yetmiyor bu duyguları ifade etmeye. Rabbim tüm askerleri, savaş içinde bulunanları korusun. Onlara güç kuvvet versin.
Barışın hakim olduğu bir dünya dileğiyle...