Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Keşke defolup gitselerdi de müslümanların başına bela olmasalardı
Esed ailesinin soy ismi, 1927'ye kadar "El-Vahş" yani "Vahşi" imiş. Cüretkârlığı ve gözüpekliğiyle meşhur dede Süleyman Efendi'nin aldığı bu unvan, daha sonra baba Ali Efendi (1875-1963) tarafından "Esed"le değiştirilip "Aslan" olmuş. Ailenin daha üst kuşakları hakkında bir bilgi bulunmuyor. Ali Esed, 1936'da Lazkiye bölgesi Nusayrilerinin Fransızlara yazdığı, "Suriye'yi terk edip bizi Müslümanlara bırakmayın. Bizim inancımız ve geleneklerimiz, Müslümanlarınkinden tamamen ayrı. Müslüman çoğunlukla birlikte yaşamak istemiyoruz" konulu ünlü mektuba imza atan isimlerden biri.
Sayfa 150 - dipnot
"Sizi seviyorum. Hepinizi seviyorum. Böyle davranmayın. Siz. kadınlar. Bırakın bunu. Sizi sevdiğimi görmüyor musunuz? Sizin için ölürüm, öldürürüm. Size seviyorum diyorum. Tanrım, acı biraz. Ne yapacağım? Bu allahın cezası dünyada ne yapacağım ben?..'' Gözyaşları sel gibi yanaklarına akıyordu tüfeğinin namlusunu. yaşamı boyunca arzuladığı, kadınmış gibi kucaklamıştı. "Tanrım bana nefret ver," diye inledi. "Nefrete razıyım. Ama bana sevgi verme. Sevgiye dayanamıyorum, Tanrım. Taşıyamıyorum onu. Tıpkı Bay Smith gibi. O da taşıyamamıştı. Çok ağır. İsa Efendi, bunu sen bilirsin. Hepsini bilirsin. Sevgi ağır değil mi? Görmüyor musun, Tanrım? Kendi oğlun dahi taşıyamadı onu. Eğer onu öldürdüyse, beni ne yapacağını bir düşünsene? Hı? Hı?" Yine öfkeleniyordu.
Sayfa 43 - Sel Yayıncılık
Reklam
Abdülmecid'in Tophane'den Dolmabahçe'ye giderken arabada uyuya kaldığı, arabası harem-i hümayun kapısına vardığı halde uyanmadığı için etba ve bendeganının onu beklemeğe mecbur oldukları çok vaki olmuştur. * Adile Sultanın da hizmetinde bulunmuş olan saray Baltacılanndan Esat Efendi, sarayda gördüğü hadiseleri teferruatile nakletmekten hoşlanırdı. Esat Efendi, Abdülmecid'in şuursuz ve sarhoş olarak Tophane köşkünden Dolmabahçe sarayına sevkolunduğuna çok defa şahit olduğunu, padişahı bizzat da böyle çarşaf ile taşıdığını anlatırdı.
Sayfa 40 - Temel YayınlarıKitabı okudu
56 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Şâirlikten yazarlığa
Gökyüzünü boyayan, güzel havalarda âşık olan ve hiçbir zamam anlatamayan Orhan Veli'nin hikâyeleri, şiirleri kadar varoluşçu olup çıkışsızlıktadır. O, şiir dili ile hikâye yazmamış, hikâyeyi hikâye olarak icrâ etmiştir. Sarih bir üslûbu sanatının merkezine alan Orhan Veli için öykü, Gogol'ün yaratıcılığı kadar gündeliktir. Süleyman Efendi'nin nasırı için neler söyleyebilirsek Orhan için de onları söyleyebiliriz.
Bütün Öyküleri
Bütün ÖyküleriOrhan Veli Kanık · Can Yayınları · 20223,062 okunma
83 syf.
9/10 puan verdi
Beyaz Lâle, Tuhaf Bir Zulüm Ömer Seyfettin Beyaz Lale, Bomba ve garip bir zulüm hikayelerini katıldığı Balkan Savaşı'ndaki bölük komutanlığı görevindeki izlenimlerinden yola çıkarak Balkan savaşlarında Bulgarlar tarafından Türklere nasıl zulümler yapıldığını Türk evlatları o acı hatıraları unutmasın, ibret olsun diye insanın yüreğini
Beyaz Lale
Beyaz LaleÖmer Seyfettin · Karbon Kitaplar · 20191,255 okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
"Ölümü anlatmak köre güneşi anlatmak gibi." Kitabın önsözünde de anlatıyor yazar aslında; hepimizin düşünmek istemediği ve düşündüğünde korktuğu konulardandır ölüm. Yahya Efendi Hazretlerinin çocukluk çağından ölünceye kadar olan yaşamını anlatmakta. Bunu anlatırken günümüzde yaşanan başka bir olayla kesiştirmiş. Yahya Efendi dışındaki
Sır: Aşıklar Ölmez
Sır: Aşıklar ÖlmezFatih Duman · Nesil Yayınları · 20152,122 okunma
Reklam
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada Nasırdan çektiği kadar; Hattâ çirkin yaratıldığından bile O kadar müteessir değildi; Kundurası vurmadığı zamanlarda Anmazdı ama Allahın adını, Günahkâr da sayılmazdı. Yazık oldu Süleyman Efendi'ye
En sevdiğim şiiri: Kitabe-i Seng-i Mezar
I Hiçbir şeyden çekmedi dünyada Nasırdan çektiği kadar; Hattâ çirkin yaratıldığından bile O kadar müteessir değildi; Kundurası vurmadığı zamanlarda Anmazdı ama Allahın adını, Günahkâr da sayılmazdı.
Sayfa 24 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Genç bir öğrenci bir gece yarısı, mum işığı altında ders çalış maktaydı. İlmi araştırmalara daldığı bir sırada kapisi çalındı. O vakitte birinin gelmesinin meydana getirdiği hayret ve gelen mi safirin kimliği hakkındaki merakla kapıyı açtı. Karşısında genç ve güzel bir kızcağız durmaktaydı. Karşısındaki misafir, yolunu kaybettiğini ve etrafta
Sayfa 244 - hayat yayın grubuKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.