Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Süleyman Hilmi Tunahan 1888’de Silistre’de doğdu; ancak İstanbul’da tahsil gördü ve Süleymaniye Medresesi’nden kadı olarak mezun oldu. Cumhuriyetin ilk yirmi yılında dinî öğretimin fiilen kesintiye uğramasından sonra Süleyman Efendi, Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde bir Kur’an öğretimi ağı kurmaya kendini adadı. Bu faaliyet kendisine 1939 ve 1957’de olmak üzere iki hapis cezası getirdi. Hükümet Menemen senaryosunu tekrar sahnelemeyi denedi: Bursa Ulucami’de bilinmeyen bir kişi kendini Mehdî ilan etti; bunun üzerine Süleyman Efendi güya hadisenin plancısı olarak tutuklandı. Birkaç ay sonra hapisten serbest bırakıldı; 16 Eylül 1959’da da vefat etti.
Sayfa 442Kitabı okudu
KİTABE-İ SENG-İ MEZAR 1
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada Nasırdan çektiği kadar; Hatta çirkin yaratıldığından bile O kadar müteessir değildi. Kundurası vurmadığı zamanlarda Anmazdı ama Allahın adını, Günahkâr da sayılmazdı. Yazık oldu Süleyman Efendi'ye
Reklam
Cemaatlerin doğuşu
Bir Nakşibendi olan Süleyman Hilmi Tunahan, "Süleymancılar" cemaatini kurdu. 1951'de Çamlıca Kur'an Kursu'nu açtı ve ardından Anadolu'ya yayıldı. Bir taraftarı Bursa Ulucami'de "Süleyman Efendi mehdidir," diye bağırınca, Tunahan ve damadı Kemal Kacar, 1957'de tutuklandı. Tunahan 1959'da ölünce yerine Kacar geçti. Cemaatin Türkiye'de bini aşkın yatılı kız ve erkek Kur'an kursları var...
Dr.Nazım
Kimliğinin açığa çıkmasına yönelik anlatılan iki olayda Dr. Toledo ve Dr. Burla isimleri geçmesine rağmen bu hususta kesinlik yoktur. Bahaeddin Şakir'in evrakından çıkan bir mektupta ise olay şu şekilde anlatılmaktadır Dr. Nazım Bey'in Paris'ten beri tanıdığı Burla Efendi isminde bir doktor vardı. Nazım Bey'le Burla Efendi
Sayfa 60 - Kronik KitapKitabı okuyor
Ulemanın ithamlarına rağmen gerek yaşadıkları zaman diliminde, gerekse vefatlarından sonra halkın onlara ilgisi devam etmiştir. Kaynaklar özellikle muvelleh dervişler vefat ettikleri zaman, cenazelerinin çok yoğun bir ilgiye mazhar olduklarını ifade etmektedir.¹⁰⁰ Hatta, ulemanın genelinde muvelleh dervişlere karşı olumsuz bir bakışı olmakla
Sayfa 76 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR, Muvelleh Kavramı: Veli mi, Deli mi?
Enver Paşa-Edirne Fatihi
Balkan ülkeleri arasında anlaşmazlık sonucu başlayan İkinci Balkan Savaşı'ndan istifade ederek, Bulgarların eline geçen Edirne'yi 22 Temmuz 1913'te istirdad etti (kurtardı). O yıl albaylığa (miralaylığa, Aralık 1913), bir aydan kısa bir süre içinde de generalliğe terfi etti. Mirliva (tuğgeneral) olur olmaz artık ağırlığını hissettiren İttihatçı kabinede Harbiye Nazırı oldu. Aynı yıl Şehzade Süleyman Efendi'nin kızı, yani Sultan Abdülmecid'in torunu olan Naciye Sultan ile evlendi ve Saray'ın damadı (damad-ı şehriyari) oldu.
Reklam
Kimseye zulüm etmeyin. Zulüm etmeyen zulme uğramaz. Şayet zulme uğramışsa bir insan başkasına zulüm yapmış mı? Bunu araştırması lazım. Bir karıncayı dahi incitmekten imtina etmek gerekir... Kanuni Sultan Süleyman'ın nadide bir armut ağacı vardı. Bu ağaç kanncalar sarar.. Karıncaların itlafı için şeyhülislarıdan fetva ister. Arzuhalini bir şiir ile lisana getirir: "Ger dırahta ziyan etse karınca, Ziyan olur mu onu kirinca" Yani meyveli ağaçlara zarar veren bu karıncaları öldürmekte, dinen bir sakınca var mıdır? Şeyhülislam olan Ebussuud Efendi'nin cevabı, Kanunî'nin sorusundan vecizdi. "Yarın Hakk'ın divanına varınca, Süleyman'dan, hakkın alır karınca." İşte! Ahlaki davranış bu; incitmemek...
FİOLZOF RIZA TEVFİK'İN ABDÜLHÂMİD'DEN İSTİMDADI...
Yine Süleyman Nazif gibi, Sultan Abdülhâmid merhuma şiddetli muhalefet edip sonradan pişman olan Filozof Rıza Tevfik'inde "Abdülhâmid'in Ruhaniyetinden İstimdat" adını taşıyan uzun bir manzumesi vardır. İstimdat, bilindiği gibi, "yardım istemek, imdadına çağırmak" demektir. Yozgatlı İhsan Efendi Hocamız bu şiiri de
Sayfa 390 - 391-392 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Müderris Yozgatlı İhsan Efendi-, Rıza Tevfik'in Meşhur Şiiri, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Sizce Kim haber verdi?
İmam Razi ilim meclisinde otururken bir şahin bir güvercini kovalayarak geldi ve güvercin gelip imamın yeni içine girip gizlendi. Şahin bunu gördüğünde dönüp gitti. İnsanlar buna çok şaşırdı. İmamın şakirdlerinden Şerefüddin adında birisi sesli olarak bu iki beyti söyledi. Zamanın Süleyman'ına bir güvercin geldi. Halbuki onu avlayacak olan şahinin iki kanadından ölüm parıldardı. Sizin olduğunuz yerin dokunulmaz olduğunu, Ve senden korkanlara karşı bir sığınak olduğunu güvercine kim haber verdi?
Sayfa 502 - Büyüyenay Yayınları 2014 BaskısıKitabı okuyor
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada Nasırdan çektiği kadar; Hatta çirkin yaratıldığından bile O kadar müteessir değildi; Kundurası vurmadığı zamanlarda Anmazdı ama Allahın adını, Günahkar da sayılmazdı. Yazık oldu Süleyman Efendi'ye
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.