Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Suphi Eraslan

Suphi Eraslan
@suphistike
344 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
suphistike
Anunnakiler ile ilgili ülkemizde dalgalandırıcı bir etki Sitchin'in kitaplarının dilimize çevrilmesinden sonra başladı sanırım. 12. Gezegen adlı kitabını bir çoğumuz okumuştur diye düşünüyorum. Özellikle insanın kökeni ve dinlerin kökeni konularına bambaşka ve sarsıcı bir bakış açısı kattığı muhakkak. Göktürk Ramu'nun kaleme aldığı bu üçüncü kitabı, elbette konuya meraklı ve bilhassa Sitchin'in kitaplarını okumuş biri için onlarla ilgili ek bir bilgi katmıyor. Öte yandan, kitabı okunası kılan ve olaylara farklı ve yeni bir bakış açısı ve sorgulama biçimiyle bakmamızı sağlayan birçok tarihsel, dinsel ve bilimsel olayı gündemine alıyor. Şems, Mevlana, Hz. Muhammed (direkt adını anmasa da işaretinden anlaşılıyor) ve Atatürk'ü Anunnakilere bağlaması da kitabı ilginç kılan ögelerden biri sanırım.
Anunnakiler-Sümer'in Göksel Ataları
Anunnakiler-Sümer'in Göksel AtalarıGök Türk · Mavi Kalem Yayınevi · 2018156 okunma
Reklam
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
suphistike
Özellikle Ayasofya'nın tarihçesi ile ilgili çok çok kapsamlı bilgiler var. Dikilitaş, Yerebatan vesaire mreaklısı için son derece nitelikli, konusu ile ilgili önerilecek kitapların ilk sırasında yer alıyor.
İstanbul'un Kadim Sırları
İstanbul'un Kadim SırlarıMurat İrfan Ağcabay · Sınır Ötesi Yayınları · 201138 okunma
238 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
suphistike
Din felsefesi profesörü Sayın Mehmet Aydın Hocanın Kant'ın Tanrı ve Ahlak üzerine belirttiği görüşlerinin incelendiği, ortaya attığı görüş ve sorunlar üzerine çağdaş İngiliz felsefecilerinin ne kadar etkilendiklerinin araştırıldığı önemli bir eserdir. Benim Kant'ın Özgürlük İdesi üzerine yaptığım yüksek lisans tez çalışmam sürecinde okuduğum yabancı kaynaklar dışında, yerli kaynaklar arasında ilk sıralarda yer alır. Özellikle "X bizzat iyi olduğu için mi Tanrı ona iyi der yoksa Tanrı X'e iyi dediği için mi biz ona iyi deriz?" biçiminde özetlenen Etiphro dilemması, Kant için, Tanrı'dan ahlaka doğru gelişte insan özgürlüğünü kısıtlayan bir yan olduğu, öte yandan ahlaktan Tanrı'ya gidişin daha sağlıklı ve rasyonel olacağı görüşü ve insana özgü inanma, sanma ve bilme özelliklerinin irdelenmesi ve eleştirilmesi aklımda o zamanlarda yer etmiş birkaç konudur. Kant meraklısı arkadaşlara önerebileceğim bir çalışmadır.
Tanrı-Ahlak İlişkisi
Tanrı-Ahlak İlişkisiMehmet S. Aydın · Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları · 199111 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
suphistike
7'den 70'e hepimizin aşina olduğu, tevellüdü eski olanların devşirme bir Türk filmini de izlediği, yine ve yeniden filmlerinin ve dizilerinin çekildiği pek bilindik bir öyküyü, Adam Fawer adındaki maestronun kaleminden okuyunca, neden bir insan yeni ve özgün bir eser okuyormuş hissine kapılabilir, büyülenir? İnsan bir türlü anlam veremiyor. Kitabın sunumunda, bu romanı üstadın bir Türk ağabeyin ısrarı üzerine kaleme aldığı söyleniyor. Ne diyelim? Bu ağabeyimize hepimiz duacıyız.
Oz
OzAdam Fawer · April Yayıncılık · 20176,8bin okunma
690 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
suphistike
Olasılıksız'ı okuyup onun büyüsünden ve esrikliğinden ayılıp Empati'ye geçerseniz ayrı bir şok dalgasına maruz kalıp yepyeni bir esrikliğin içine gömülebilirsiniz. Kitaptaki kahramanları X-Men'in mutantları olarak mı görelim yoksa onlara Kant'ın Estetik Akıl gözlüğünü takıp felsefi bir bakış açısıyla mı gözlemleyelim? İnanın insanın havsalası almıyor. Bu üstinsan olarak bile niteleyeceğimiz birkaç gencin başından geçenler bu denli güzel mi kurgulanabilir? Pes doğrusu...
Empati
EmpatiAdam Fawer · April Yayıncılık · 201932,5bin okunma
Reklam
248 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
suphistike
Üstad'ın anıtsal eserlerinden kesitlerin de yer aldığı, memleketimden insan manzaraları teması ile muhteşem karakter ve toplum yapısı çözümlemelerini bulacağınız, daha çok fukara, tutunamamış zavallı insanların yürek burkan öykülerini okuyacağınız çok güzide bir derlemedir.
Seçme Öyküler
Seçme ÖykülerSabahattin Ali · Kor Kitap Yayınevi · 2019627 okunma
264 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
suphistike
Sertap Erener'in bir Pazar Sabahı programında, bir kitap okudum hayatım değişti türünden övgüler yağdırıp bu kitabın adını zikredince, merak edip kısa zamanda satın aldım. Antik dönemden Lumpelius adındaki ezoterik bir yapılanmanın lideri takipçilerine yemeyi, içmeyi, cinsel ilişkiyi ve uyumayı tam anlamıyla terk etmeyi başarabildiklerinde ölümsüzlüğü elde edeceklerini söylüyor. Çünkü bunlar insanın dünyevi veya hayvani zayıflıkları. Bunları terk edin ki tanrılaşın. Kitabın yazarı kendi başından geçenleri bir tür anı kitabı biçimine sokmuş. Kitabın başından sonuna yazarın zayıf iradesine sürekli kızacak, her düşüşünde ve oyun bozanlığında yanında bitiveren "Olric" i diyebileceğimiz üstadı Dreamer'ın neden bu insanda ısrar ettiğine şaşırıp kalacaksınız. Yalnızca Dreamer'ın her olay karşısında sorumluluğu üstlenmek adına "Mea Kulpa" (Benim Suçum) demeyi öğütlemesi çok hoş.
Dreamer ve Sen
Dreamer ve SenElio D' Anna · Destek Yayınları · 201765 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
suphistike
İşin ilginç tarafı, Batılı yazarlar bizim liderlerimizi ele aldıkları biyografi yazılarında genellikle eleştirici, küçümseyici ve kötüleyici bir üslup kullanırlar. Abdülhamid'in durumu malum. Kanuni, Fatih vesaire akla gelen diğer örnekler. Öte yandan Atatürk hakkında yazılan biyografilerin nerede ise tamamı övgü doludur. Ya liderlik ve askeri dehası ele alınır ya da insani yönden yüksek karakteri. Aramızda bu farklılığı onun "Batılılaşma", "Laiklik" vesaire nedenleriyle Batılının sempatik davrandığına bağlayanlar olabilir. Aslında örneğin Arnold Toynbee sadece bu bağlamlarda onu eleştirmiştir. Bu kitap Atatürk'ün askeri dönemlerinden belgelendirilmiş yaşam kesitleri ile doludur. Elden geldiğince nesneldir. Onun askeri dehasını yakından öğrenmek isteyen okuyucuların kütüphanelerinde bulundurması gereken bilimsel bir çalışmadır.
Atatürk
AtatürkAustin Bay · Pegasus Yayınları · 201347 okunma
841 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
suphistike
Bir insanın Ulysses’i okumaya yeltenip sonuna gelmeyi becerebildiğinde, bu süreç boyunca bir huşu, bir irkilme, bir akıl tutulması, bir esriklik yaşamış olduğuna yüzde yüz eminim. Çoklukla bende olduğu gibi “Bunu bir insan evladı yazmış olamaz!” demiş olması da muhtemeldir. Hele o son bölümler... O nasıl bir tek cümledir? O nasıl bir genelev sahnesidir? O ne müthiş bir mahkeme sürecidir?
Ulysses
UlyssesJames Joyce · Yapı Kredi Yayınları · 20231,064 okunma
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
suphistike
Edebiyat eleştirmenlerinin oylamasıyla tüm zamanların en büyük Türk yazarları arasında birinci sırayı Oğuz Atay’a verdiklerini okuduğumda inanın hiç şaşırmadım hatta tam tersi oldukça sevindim ve hak verdim. Tutunamayanlar ve Tehlikeli Oyunlar’ı okuyan bir okuyucunun, Ulysses’i okuduğunda yaşadığı irkilme, akıl tutulması, hayret ve hayranlıkla eş değerde ve eş düzeyde bir ruh hali yaşadığına yüzde yüz eminim. Çoklukla okuyucunun bu kitapları okuduğunda bunu bir insan yazmış olamaz demiş olması muhtemeldir. Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz diyen Ziya Paşa, bu sözüyle kendisinden sonra yaşayacak olan Oğuz Atay’ı önsezisiyle işaret etmiş olabilir.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,5bin okunma
Reklam
176 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
suphistike
Bu kitaptaki tek bir cümlenin bizzat Osho'nun kendisine ait olduğuna inanmıyorum. Osho'nun konuşma üslubunu yakından bilirim. Bu kitap muhakkak onun sevenleri ve takipçileri tarafından yakın zamanlarda üretilmiş ve ona mal edilmiş popülist bir kitaptır. Kitabı kötülemek istemiyorum. Muhakkak okuyucu okuduklarından bir takım öğütler, dersler çıkaracak, kişisel sorgulamalar yapacaktır. Ben sadece bu kitabın Osho'ya ait olmadığı görüşündeyim.
Bir Sabun Köpüğüdür Hayat
Bir Sabun Köpüğüdür HayatOsho · Omega · 2019505 okunma
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
suphistike
Michel Zevaco, az tirajlı bir haftalık edebiyat dergisinde bu anıtsal eseri parça parça yayınlatmaya başlamış. Neyse ki, Sartre bir ara bu eseri fark edip duruma el koymuş. (Sartre'ın insanlığa yaptığı hizmetlerin en başında anılabilir.) Zevaco'nun neden adı Balzac'la, Stendhal'la haydi en azından Zola'yla aynı mertebede anılmaz inanın insanın havsalası almıyor. Bir roman bu kadar mı güzel olabilir? Serinin tümünü okuyan birinin, favorilerimden ilk üçe girer diyeceğini iddia edeceğim anıtsal roman. Okuyun, bu övgülü sözlerimin altına hepiniz tereddüt etmeden imzalarınızı atacaksınız.
Pardayanlar 1 - Baba ve Oğul
Pardayanlar 1 - Baba ve OğulMichel Zevaco · Erko Yayınları · 2005348 okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
suphistike
Sayın güzel insan Ahmet İnam Hocamızın okudukça keyif veren, sıkı takipçisi olduğu gönül felsefesi yoluna dair birçok hoş tınıları gözlerimize ve kulaklarımıza serpiştiren bir tür deneme kitabıdır.
Hayatımızdaki Ince Şeylere Dair
Hayatımızdaki Ince Şeylere DairAhmet İnam · Pan Yayıncılık · 201790 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
suphistike
Her iki ağır ağabeyden oturaklı konuşmalar bekleyerek okudum. Ne bileyim biraz fazla hafif muhabbetler buldum. Haydi yine de kendilerini aşmış kişiler olduğundandır diyerek olumlu imajlarını zedeleyecek ifadelerden de kaçınayım.
Metaforla Saadet Olmaz
Metaforla Saadet OlmazEmrah Serbes · Say Yayınları · 2014103 okunma
511 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
suphistike
"Biri pazardan bir hindi almış. Evin bahçesine hindiyi bırakmış. Hindi, bu insanla ilk günü olduğundan bu yabancı varlıktan çok korkmuş ve köşe bucak kaçmış. İnsan ona güzel bir kümes yapmış, taslara yem ve su koymuş. Bir yandan da güleç bir yüzle bir şeyler mırıldanıyormuş. Hindi sindiği köşeden bu yabancı varlığın davranışlarını gözlemliyormuş. Yabancı o ana kadar ona saldırmadıysa da temkini elden bırakmamış. İnsan, işlerini bitirince eve girip gözden kaybolmuş. Ertesi gün, yabancı elinde yem ve su ile bahçeye gelmiş. Hindi o rahat kümesinden fırlayıp yine uzak bir köşeye kaçmış. İnsan yem ve suyu taslara koymuş, hindiye tatlı, iltifat dolu sözler söylüyormuş bu arada, yine güler yüzüyle. Hindide korku, kaygı ve tereddüt biraz azalmaya başlamış. Ertesi gün, insan yine aynı şekilde yem ve su ile gelmiş, hindiye okşayıcı sözler söylemiş. Hindide bu yabancıya karşı yavaş yavaş güven duygusu oluşmaya başlamış. Dördüncü, beşinci gün derken yüzüncü gün olmuş. Hindi, çoktan hükmü koymuş: ‘O şahane varlık, o hasretle bir an önce yanıma gelmesini beklediğim aziz dost, güzel insan nihayet göründü işte. Elinde yine yemim ve suyum var. Artık bende kuşkudan eser kalmadı. Artık yüzde yüz eminim ki insan hindi için bir tehlike arz etmiyor. Yüz günlük gözlemlerim sonucunda elde ettiğim kesin bir bilgi var ki insan hindinin en iyi dostudur.’ Yüz birinci gün gelir. O nadide varlık bahçeye girer, elinde bir bıçak vardır ve hindiyi keser.” Bu öyküyü alıntıladığım müthiş kitap...
Siyah Kuğu
Siyah KuğuNassim Nicholas Taleb · Varlık Yayınları · 2019282 okunma
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.