Öyle ilişkiler vardır ki yemek gibidir. Nasıl yemeğe acıkırsan o ilişki kurduğun muhataba da öyle acıkırsın. Onu görmeyene kadar da rahat edemezsin.
Öyle ilişkiler vardır ki su gibidir. Susarsın, sıcak bir günde soğuk bir suya hasret duyduğun gibi ona da hasret duyarsın.
Öyle ilişkiler vardır ki hava gibidir. Olmazsa yanında, boğulacak gibi olursun. Onun, yanında olması sana bir nefes gibi gelir.
Öyle ilişkiler vardır ki tatlı veya meyve gibidir. Olunca yenir, olmayınca çok da aranmaz. Zaruri değil ama olunca da insanın hayatını tatlandırır.
Öyle ilişkiler vardır ki ilaç gibidir. Hastalandığında ona ihtiyaç duyarsın, hemen ona koşar, o ilaçtan istifade edersin. Ama ilaçtır onlar, fazlası zarar olduğu gibi azı da tedavinin eksik kalması demektir.
Öyle ilişkiler de vardır ki zehir gibidir. Onu tattığınızda hayatınızı kaybedebilirsiniz ya da zehirlenirsiniz. Onunla kurulacak ilişki sizin hayatınıza mal olabilir.
Bu alıntıyı gördükten sonra kitaba olan merakıp artmıştı ve beklentimi fazlasıyla karşıladı. Kitap, bu ve bunun gibi cümleler insanın ilişkilerini, ilahi açıdan düşünüp değerelenedirmesini sağlıyor. Yazarla bu kitap sayesinde tanıştım ve diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum. İnsanın insan, kendi nefsi, Allah ve eşya (evren) ile ilişkisini dini açıdan sürükleyici bir şekilde ele alan okunmaya değer bir kitap.
Tarık Tufan sana denk geldi. Rastlaştık senle.Kesif bir yalnızlık hissi diyorsun ya öyle birşey işte. Benim de bugün "Artık hiç bir cümleyi tamamlayacak gücüm yok." senin gibi. Susarsın susarız. Bugün okuyup okuyup içeriz. İyi ki denklestigim bir kitaptı. 
Kraliçenin Pireleri
