Benim yöntemim farklı... Fikri hemen eyleme dökmeye kalkışmam. Aklımda bir fikir filizlendiğinde bunu ilkönce kafamda şekillendirmeye başlarım. Yapıyı değiştiririm, eklemeler yaparım ve aygıtı zihnimde çalıştırırım. Yaptığım bir türbini düşüncelerimde işletmem ile atölyemde test etmem arasında benim için hiçbir fark yoktur. Eğer bir dengesizlik varsa proje henüz ortada yokken kendim için aldığım küçük notlarla sorunlu kısımları kaydederim. Makine kesinlikle düşündüğüm şekilde çalışacaktır ve deney tam anlamıyla planladığım doğrultuda yürüyecektir. Yirmi yıllık çalışma hayatım boyunca bunun tek bir istisnasıyla bile karşılaşmadım. Neden başka türlü olsun ki? Mühendislik, elektriksel ve mekanik şekillerde pozitif sonuçlar verir. Matematiksel işleme tabi olmayacak ve etkileri ya da sonuçları uygun teorik ve pratik veriler doğrultusunda hesaplanamayacak çok az konu vardır.
Toprağa temiz olarak vermek istiyordu, tabi eğer yaşadığımız bu akıl hastanesinde beden temizliğinden söz etmenin bir anlamı varsa, ruh temizliğineyse hiçbirimizin ulaşamayacağı biliniyor.
Sayfa 188Kitabı okudu
Reklam
Hiçbir zaman mükemmel olamayacağız. Tabi eğer mükemmel diye bir şey varsa. Ne de olsa hepimiz insanız. Tüm çabamız ne kadar küçük olursa olsun her zaman gelişimi hedeflemelidir.
BİLİNÇ İŞLEVLERİ [duyum, düşünme, hissetme, sezgi] (8/11)
Öyleyse birbiri içine geçmiş dört işlev sistemimiz var. Bir başka açıdan farklılık gösteren iki karşıtlar çifti bulunur: Hem düşünme hem hissetme akli ve makul işlevler olduğu iddiasındadırlar, özellikle düşünme öyledir ama aynı zamanda hissetme de öyle, çünkü yola ve düzene girmek için insanın akli, estetik ya da etik değerlerinin olması gerekir. Eğer duyum ya da sezgi akli olmaya çalışırlarsa bu büyük bir hata olacaktır. Gözlem yaparken “akli” bir tavır takınırsanız beklenmez olan şeyi görmezsiniz. Sezgi için de aynısı geçerli; zihninizde düşüncesel bir niyet varsa hiçbir şey içinize doğmaz. Bu iki işlevin özü burada duran şeyi algılamaktır – istediği kadar beklenmedik olsun. Örneğin bir kahin profesyonel olsa ve sanatını rasyonel bir yolla uygulasa hemen hataya kapılır ve tökezlemiş sezgisini ikame etmek için her tür hileye başvurmak zorunda kalır. Aslında bu insanların gördükleri şey genelde insanların duymayı en son istediği ya da umduğu şeydir, öyle ki kahinler için yeteneklerini içtenlikle icra etmek son derece zordur. Dolayısıyla, düşünmek ve hissetmek rasyonel işlevlerdir; duyum ve sezgi de irrasyonel işlevlerdir ve rasyonel kısıtlamalara tabi olmazlarsa tam manasıyla icra edilebilirler.
Yokyokyokyok..
... vay haline dünyada kazanan kişinin ... "Çünkü eğer yeni bir dünya varsa zatıālinizin olmalı, talihinizin ve imanınızın bir parçası olmalı." "Yokyokyokyok." "Eğer bu dünyada ve o dünyada hüküm sürecekseniz çok sert önlemler almalı ve herkes için geçerli saymalısınız, hem orada hem burada; sizin gücünüzden ne kadar uzakta olursa olsun, orada ya da burada tek bir kul bile kalmamalı ânında cezaya çarptırılamayacak, sizin fermanlarınıza, sansürünüze, vergilerinize ve zindanlarınıza mahkům olmayacak; Tanrı'nın yöntemlerinin ne kadar ahenkli bir şekilde görülür olduğunu kabul etmelisiniz, Senyor; tüm muhalifleri bir vuruşta kendinize tabi kılabilirsiniz, Mağriplilere ve Yahudilere karşı konulan yasalar putperestlere kadar genişletilebilir; oğullar babalarının günahlarını ödemelidirler, değil mi ki .....
Sayfa 688 - Can Yayınları Haziran 2014 1. BasımKitabı okudu
DOĞRU BAKIŞ, DOĞRU TERCİH NASIL OLMALIDIR?
Herkese göre bir bakış mutlaka vardır. Herkes kendi gönlüne, ilmine, marifetine ve anlayışına göre nasıl anlamışsa öyle bakar, kararını öyle verir tercihini de öyle yapar. Doğru bakış, doğru tercih ise; bütün kulların Allah’a göre bakıp tercihini ona göre yapması, Allah’ın onun için tercih ettiğini tercih etmesidir. Peki, doğru tercih nasıl
Reklam
278 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.