384 syf.
8/10 puan verdi
Selam dostlarım, II. Dünya Savaşı'nın gölgesinde İstanbul'da yaşanan esrarengiz cinayetlerle dolu bir yolculuğa var mısınız? O halde yorumuma davetlisiniz! Osmanlı'nın son sadrazamı olan Talat Paşa'nın naaşı, Almanlar tarafından Türkiye'ye getirilmektedir. Bu olay, hem Türkiye'de hem de uluslararası arenada büyük
Ayasofya'da Bir Çığlık
Ayasofya'da Bir ÇığlıkMelih Esen Cengiz · Altın Kitaplar · 202518 okunma
616 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Gerçekten efsaneydi. Tarihi bilgilerle harmanlanmış ayrıca içinde aşkta olan müthiş bir kitap. //DİKKAT Kitabın konusu hakkında bilgi içerir.// Kitap Osmanlı İmparatorluğunun son yılları ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında geçiyor. Kitabımızın kahramanı Şehsuvar Sami İttihat ve Terakkicine uzun yıllar hizmet etmiş bir vatansever. Vatan sevgisi, eşitlik ve hürriyet için mücadele eden, tercihi sevdiği kadın yerine vatan olan Şehsuvar Sami‘nin Yahudi sevgilisi Ester’e yazdığı mektuplardan oluşuyor kitap. Ülkeyi kurtarmak için kurulan İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin üç lideri Enver Paşa, Talat Paşa ve Cemal Paşa’nın Osmanlı’nın sonunun gelmesinde çok büyük rol aldıkları görülüyor. Yeni kurulan ülkede kendisine bir yer bulamayan ve girdiği mücadelenin verdiği emeğin sonunda elinde tamamen koca bir yalnızlık kalan kahramanımızın hazin sonu.
Elveda Güzel Vatanım
Elveda Güzel VatanımAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202011,7bin okunma
Reklam
252 syf.
·
Puan vermedi
·
64 günde okudu
Birinci Dünya Savaşında Alman ordusunda pilot olarak görev yapmış Richard Euringer, yakın tarihimizin en tartışmalı figürlerinden Enver Paşa'nın hikâyesini anlatiyor. Kırk iki senelik kısa ömrünü daima mücadeleye adamış bu Osmanli subayının Berlin günlerinden başlayarak ölümüne dek geçen zaman diliminde giriştiği mücadeleler, eşi Naciye Hanım’a duyduğu derin aşk ve özlem, Talat ve Cemal Paşalarla yaptigi şifreli yazışmalar, Moskova seyahati, Lenin'le görüşmesi, Birinci Doğu Halkları Kurultayında yaptığı konuşma , Kafkaslar'da verdiği çetin mücadeleler ve daha fazlasını bu kitapta bulacaksınız.
Enver Paşa’nın Sonu
Enver Paşa’nın SonuRichard Euringer · Selenge Yayınları · 20239 okunma
382 syf.
·
Puan vermedi
Yıl 1881. Bir ulusun kaderinin tayin olacağı o yılların başlangıcına, bir doğum müjdesine götürelim önce sizi. Hepimizin malumu. Sarı saçlı, mavi gözlü, pembe yüzlü bir oğlan çocuğunun doğumuna. Mustafa'nın doğumuna. Annesi Zübeyde Hanım, net olmayan Mustafa Kemal'in doğum günü tarihi için erbain soğuklarını işaret etmiş. Erbain
Tek Adam - Cilt 1
Tek Adam - Cilt 1Şevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitabevi · 20192,516 okunma
''Turan macerası peşinde askeri kırdıran, Anadolu'yu Ermenilerden arındıran, halkı canından bezdirip Osmanlıyı sonu gelmez bir trajediye sürükleyen ittihatçıların kudretli liderleri; Enver, Talat ve Cemal Paşa pılısını pırtısını toplayarak o gece ülkeden kaçmıştır. Akşam Gazetesi'ndeki köşesinde Refik Halid, geride yenilmiş, harap bir ülke bırakarak kaçan şanlı paşalara şöyle seslenir: "Yaz başlangıcında sırtı karnına yapışmış, sarı, sıska, cansız birtakım tahtakuruları çıkar, iğne gibi vücudumuza batarlar, derimizi haşlarlar, kanımızı emerler, sonra sabaha karşı etli, canlı, iri yarı şuraya buraya kaçarlar… Galiba şafak attı, güneş doğuyor; tahtakuruları nereye?" Kaleminin ucunu, mürekkep yerine zehre batıran yazar, bir devrin muktedirleri için zehir zemberek sözlerle devam eder: "Vurdular, kırdılar; yaktılar, yıktılar; astılar, kestiler; kastılar, kavurdular; nihayet leşimizi meydanlara sererek yılan gibi kaçtılar; memlekete düşmanları sokarak üstümüzden aştılar… Eli sopalı, beli palalı, gözü kanlı paşalar damdan dama nereye?" Şimdi siz, elinizde ayetler, dilinizden düşmeyen besmeleler, yıllar yılı vatandaşın sırtına basarak tırmandığınız sihirli kulelerinizde, halka yukarıdan bakan efendiler.'' Yusuf Nazım
Enver Paşa, Birinci Dünya Harbinin genel yenilgiden bir hafta önce bile, kazanılacağından ümitlidir. Mustafa Kemal ise, daha bu harbin başında, onun kaybedileceğini sezebilmişti. Sadrazam Talât Paşaya gelince, o hazin bir şaşkınlık içinde idi. Son Berlin seyahati dönüşü ve Makedonya'da Bulgar cephesinin fiilen çöktüğü gündü. Ama Talât Paşa, Bulgaristan'ın düşmanlarımızla mütareke imzalamasından bir gün önce bile Istanbul gazetecilerine, Türkistan'a subaylar gönderip, orada tümenler, kolordular teşkil ederek, Avrupa cephesinde Alman müttefiklerimizin imdadına koşmaktan, müttefiklerimizi kurtarmaktan bahsediyordu! Yani maskelenen veya birtakım zekâ oyunları ve unvanlar, rütbelerle arka plana itilen cehalet ve kofluk, artık kendi dilini konuşuyordu! Halbuki Talât Paşa bunları söylerken, örneğin, Suriye'de eriyen birliklerden III. Kolordu, ana vatan sınırlarına ancak birkaç yüz kişi ile gelebilmişti. Dördüncü Ordu fiilen erimişti. Adına Yıldırım Ordular Grubu denilen ve vaktiyle üç ordudan kurulan kuvvetlerin bütün mevcudu birkaç bin silahtan ibaret kalmıştı. Ama Türk kuvvetlerini, güya "Mısır fatihi olacağım" diye Süveyş'te, Sina çölünde eriten, Hicaz'da Yemen'de, Asir'de israf eden Cemal Paşa, kabinede mütareke konuşulurken bile hâlâ sonuna kadar harpten bahsediyordu! Halbuki işin sonu çoktan görünmüştü ve perde kapanıyordu.
Sayfa 295 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
38 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.