Düşününüz! Meselâ: Sanat eseri olarak yapılmış bir saatin henüz kısımlarının hakikatini kavrayamayan șahıs da onun bir yapıcısı bulunduğuna delalet ettiğini fark eder. Ama sadece onu görmekle o ustanın hakikatini bilmeye çalışması makul sayılmaz, değil mi? Hatta eline saati alıp da:
"Acaba bunu yapan da böyle yuvarlak mıdır, yoksa uzun boylu mudur, rengi beyaz mıdır, yahut siyahmıdır, şişman mıdır, zayıf mıdır?" yollu düşünmeye basladığını her kim görse ona der ki:
"Senin bu düşünmen akılsızlık eseridir. Saati görmek sana yalnız saatçilik sanatında ustalık sahibi bir sanatkârın mevcut olduğunu gösterir. Yoksa onun hakikatini ve șeklini göstermek saatin iși değildir. Bununla beraber sen daha elindeki saatin, gözünün önünde olduğu halde mevcut kısımlarını tamamen bilemiyorsun. Gözünden uzak bulunan ustasını nasıl bileceksin?
Eserler, sahiplerinin ustalık ve mükemmelliklerine örnek olabilirler ama zat ve sıfatça örnek olamazlar. Senin bu uğraşman kendi kendini zorlama boşuna ve büyük haksızlıktır.