“Madem insan doğdum, olabileceğim en iyi insan olmalıyım."
Yazar, 82 yıllık ömründe yaşadıklarını, insanın kendisini tanıması ve nasıl keşfetmesi gerektiğini, birikimlerini, deneyimlerini ve tavsiyelerini okuyucuyla paylaşıyor. Yaşamındaki kırılma noktalarını ve eksikliklerini cesurca ifade ettikten sonra düzeltmenin yollarını bize gösteriyor.
Kitapta, meslek seçiminden evlilik kurumuna, anne baba olmaktan cinselliğe, çocuk eğitiminden “biz” olmaya kadar birçok konu ele alınıyor. Hayatın anlamı nedir?, Umutsuzluğu nasıl aşarız?, Çevremiz bizi nasıl etkiler? Nasıl eş seçilir? Zihnimiz nasıl işler? gibi sorulara yanıtlar aranıyor.
Kitabın son bölümünde nasıl okumalı, gezmeli ve ne dinlemeliyiz? Sorularına ilişkin öneriler (kitap, seyahat, film ve müzik) var.
Kitap söyleşi tarzında ve sohbet havasında. Ufuk açıcı bir başucu kitabı. Hayata ilişkin bakış açınıza katkı sağlayacağına inanıyorum. Kesinlikle herkese önereceğim kitaplardan birisi. Özellikle de daha yaşamın başında olan genç okurlara, anne-babalara ve eğitimcilere tavsiye ederim.
İnsan kendini tanımak için okur.
Kıyaslamayı başkalarıyla değil, kendisiyle yapan sürekli gelişir.
Çünkü bir kitap, bir roman, bir şiir okuduktan sonra okuduklarımız aklımızda kalmasa bile asla aynı insan olmayız.
Kim olduğun o kadar bağırıyor ki ne dediğini duyamıyorum.
Çektiğim hiçbir acı nedensiz değil. Ben onlar sayesinde "ben" oldum.
Toplum olarak sürekli şikâyet etmek yerine ilk adımı atmasını öğrenmeliyiz.
Özet şu; biz insana "insan" olduğu için değil, gücü kadar değer veriyoruz.