Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
2.yy da Roma' da " tıbbın prensi" olarak bilinen Bergamalı
Galenos
Galenos
domuzun laringeal sinirini kesince hayvanın ciyaklaması aniden kesildi. Böylelikle
Galenos
Galenos
, davranışları kontrol edenin kalp değil beyin olduğunu kanıtladı. 1652 yılında filozof Henry More, beynin düşünme kapasitesinin " bir yağ topu veya bir kase lor peyniri
Reklam
Duygusal Durum Raporu 13
05.02.24-01.37 İnsan sürekli düşündüğü şeye dönüşürmüş. Sinapslar, nöronlar… Ben sana sahip olamadım ama bu doğruysa sana dönüşeceğim demektir. Güneşin oğlu filmini eminim izlememişsindir. Ruhu beden beden gezen bir adamın hikayesi. Bankta oturan baş karakterin “Her şey senin yüzünden başıma geldi ama hala seni seviyorum.” dediği Özgü Namal’a
Birbirini seven sevgililer neden birbirlerinin hislerini duygularını düşüncelerini çok rahatlıkla okuyabilirler, ya da onu hislerini ya da duygularını neden anında kendi kalplerinde bulabilirler biliyor musunuz? Çünkü aralarındaki Sevgi bağı, beyinlerindeki ayna nöronları aktif hale getirmiştir. Bu ayna nöronlar birbirlerinin hislerine aynalık etmelerine, aynı anda aynı şeyi hissetmelerine ve aynı anda aynı şeyi düşünmelerine sebebiyet verir. Bir sevgili hiçbir şey söylemese bile hislerini ve duygularını, sadece hissetmekle bile frekans yolu ile karşı tarafının ayna neron alıcılarına aktarabilir.. Bu durumda diğeri de kesinlikle aynı anda aynı hislere gark olur. İşte o "iki beden de tek kalp" ya da "kalp bütünlüğü" söylemi, ayna nöronlar sayesinde oluyor. Bu durum anne ile çocuklar ya da anne ile bebekler arasında da geçerlidir. Bir anne beyinden beyine ayna nöronlar sayesinde, bebeğinin ne sıkıntısı olduğunu, moralinin nasıl olduğunu, sıkıntılı mı yoksa mutlu mu olduğunu, yoksa ağlamak üzere mi olduğunu anında hissedebilir, okuyabilir. Üfffff böyle konuları anlatmak ne kadar zor yaww.. Tahayyül ettiklerimi uygun ve anlaşılır kelimelere dökebilmek için, sanki Edirne yağlı güreş müsabakasına çıkmış gibi resmen kan ter içinde kaldım :)
İnsan en çok kendine zalimdir
Duygusal mazoşizm, zihinsel tembellik göstergesidir. Bu ruh halinin somutsal tasviri tuğlaları eksik duvardan başka bir şey olamaz. Hayat yolunda her bir engel, zorluk, pürüzlü ses, asimetrik detay acıyı da beraberinde getirir. Kolaya kaçmayan zihin ve savaşçı psikoloji hayatın getirdiği acılardan zevk almaz. Aslında acıdan kimse zevk almaz.
Anatomi
_ORGAN SİSTEMLERİ_ _Organ, belirli bir görevi olan doku grubudur. Doku, hücreler topluluğudur. Hücre ise canlıların yapıtaşıdır. _Atom > Molekül > Hücre > Doku > Organ > Sistem > Canlı (Organizma) _Çok hücreli canlılarda aynı yapı ve görevdeki hücreler birleşerek dokuları, dokular birleşerek organları, organlar birleşerek
Reklam
634
Artık hayatımda, Sorunlu değil! Sorumlu insan istiyorum, Tek istirhamım şu ki; geçmişe dair bir şey kalmasın diye, Sorumlular girerken paspasa ayaklarını silsin, Sorunlular giderken aldıklarını vermelerine gerek kalmadan, sadece mahçup bir ifade takınsınlar yeter. Derda Yuşa
EMPATİ: GÖZLEMLEDİĞİMİZ BİR ŞEYDEN DOLAYI KENDİMİZE ACI ÇEKTİRMEMİZ MANTIKLI MI? Bir parkta yürüdüğünüzü hayal edin, çimlerde top oynayan çocuklar olsun. Çocukların oynadığı o top önünüzde yürümekte olan bir insana geldiğinde, sanki size gelmiş gibi tepki verirsiniz. Veya bir yarışı izlerken, sporcular bitiş çizgisine yaklaştıkça sizin kalbiniz
BİR SİNİR AĞI
Teori, evrenin öğrenme ve düşünme yeteneğine sahip canlı bir varlık olduğu yönünde büyüyor. Yeni bilimsel çalışmalar, kökten farklı bir kozmolojik teoriye işaret eden hayret verici veriler sunuyor. Görelilik ve kuantum fiziğini şaşırtıcı bir şekilde birleştirecek bir fikir Görüntü, beyinlerin konektomuna benzer şekilde, galaksi
Robo rat sıradan bir deney faresinden minik bir farkla ayrılır. Bilim insanlarının beyindeki duyu ve ödül merkezlerine yerleştirdiği elektrotlar sayesinde kelimenin tam anlamıyla kumandayla kontrol edilebiliyorlar. Kısa bir eğitim sürecinden sonra araştırmacılar, fareyi sadece sola ya da sağa yönlendirebilmekle kalmıyor, merdivenlerini tırmanmasını, çöpleri koklamasını, yüksekten atlamak gibi sıradan farelerin yapmayı sevmediği davranışları sergilemesini bile sağlayabiliyorlar. Robo-rat'lerle yakından ilgilenen ordular ve şirketler, bu hayvancıkların pek çok görevde ve durumda başarılı olmalarını diliyor. Robo- rat'ler enkaz altında kalmış kurbanları bulmakta, bombaların ve bubi tuzaklarının yerini belirlemekte ya da yer altı mağara ve tünellerinin haritalarını çıkarmada yardımcı olabilirler. Elimizdeki bilgiler farenin başka biri tarafından kontrol edildiğini, kendi iradesi dışında bir şeye zorlandığını hissetmediğini söylüyor. Profesör Talwar uzaktan kumadanın tuşlarına bastığında fare sola gitmek istediği için sola doğru ilerliyor. Profesör başka bir tuşa bastığında, fare merdivene tırmanmak istiyor ve tırmanıyor. Sonuçta farenin istekleri ateşlenen nöron dizisinden ibarettir. Nöronlar başka nöronlar tarafından mı, Profesör Talwar'ın kumandasına nakledilmiş elektrotlar tarafından mı ateşleniyor, ne fark eder? Belki de fareye sorsanız "Tabii ki özgür iradem var!" Bak, sola dönmek istiyorum ve dönüyorum. Merdivene çıkmak istiyorum ve gördün mü çıkıyorum. Bu özgür irademin varlığını kanıtlamaya yetmiyor mu ? diyecektir.
Reklam
Bahar Ayini :)
Sinirbilim uzmanı
Jonah Lehrer
Jonah Lehrer
şöyle diyor; "Ses duyumuz, oluşum halindeki bir eserdir." Ne kadar ilginçtir ki; İşitme korteksimizdeki nöronlar, dinlediğimiz eserlerle değişir ve şekillenir. Bu bizim müzik zevkimizi oluşturur. Sürekli yüksek sesle konuşulan, birbirine bağıran bireylerin olduğu bir evde yetişen çocuğun bağırmayı iletişim dili gibi algılaması da nöronlarının bu duruma uyum sağlamış olmasıyla ilgilidir. Paris'te bir balede genç bir müzisyenin, bestesiyle bütün salonda büyük bir infial yarattığını duymuş muydunuz? Öyle bir kaos ki, tek bir besteyle insanlar birbirini yaralıyor, yumruklar havada uçuşuyor ve çığlıklar içinde kaçışıyorlar. Yükselen öfkenin sebebi bestenin dopamin nöronlarını altüst etmesiydi... Dopamin en yoğun duygularımızın kimyasal kaynağıdır. Ve dopamin sistemindeki aksaklığın sonu şizofrenidir. Ve sonra o salondaki hiç bir bünyenin almadığı beste dünyaca ünlü bir yapıta dönüşüyor. Hele şu nöronlarımızın azmine bakın ki, bir süre sonra aklına zarar verebilecek sesleri bile zevkinin bir parçası kılabiliyor. Ondan lezzet almamızı sağlayabiliyor :) Merak eden arkadaşlar için o meşhur beste :) (Bahar Ayini) youtu.be/EkwqPJZe8ms Fakat endişeye mahal yok, çünkü o yıllardan bu yıllara bunun gibi onlarca beste kulağınıza çalınmış olmalı... :)
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.