Kitap Ada, Tepe,Dutluk diye üç başlık altında anlatılmıştır.
Ada hikâyesini ,manastırda keşiş olarak yaşayan Andronikus'un kendini ve inancını sorgulamasını anlatır.Andronikus şimdiye kadar hep inandığı inancının dışında, imparatorluğa( resim )ikona, getirilerek inandığı şeylerin değiştirilmesine bir başkaldırı olarak ,yaşadığı manastırdan kimseye haber vermeden, şehirde bir tüccardan aldığı sandal ile yanına da biraz erzak ve lâzım olacak bir kaç eşya alarak Kaldeon â yani Kadıköy e gider.Orada adada leyleklerin uçuşunu,martıların gökte süzülüşünü izleyerek tepeye tırmanır ve kendi iç dünyasına yolculuğa çıkar.Tepeye tırmanır,ağaç altında dinlenir,suyu arayarak kendine bir su kaynağı bulur,bir barınak yapma ihtiyacı hisseder ve gününü böylece geçirir.Tepe hikâyesinde Andronikus'un arkadaşı İokim ve onun sorgulayışını ve Andronikus'un iki aydan sonra tekrar manastıra dönüş hikâyesini ve çektiği cezayı ve ölümünü anlatır.
Dutluk ise apayrı bir hikayedir ve İokim in Bizansa dönmesini,yaşlılığını,geçmişini düşünmesini anlatır.
Kitapta kilisenin baskıcı yönetimini ve inancını sorgulayışını,inandığı değerlerin doğru olup olmadığını,ne kadar doğru olduğunu ve kendi iç dünyasına olan bakışı ve sorgulayışı anlatmaktadır.Yazarın özgün bir konusu ve özgün bir anlatımı var,ben beğendim.