İlk kitabında geçirdiği ruhani uyanış süreci sonrasında bildiği tüm modern hayatı terk ederek ormanda yaşamaya başlayan karakterimiz Doppler'in, yıllar sonra yine farklı bir uyanışla modern hayatına geri döndüğünün anlatıldığı ilkinin devamı niteliğindeki ikinci kitap.
İlk kitaba nazaran biraz daha karmaşık denebilir çünkü çok farklı konular arasında geçişler var. Ayrıca yazar hayal gücünün sınırlarını zorlayarak daha marjinal bir kitap yazmış.
Okurken insan düşüncesini farklı yönlere çekebilen ve farklı duyguları sorgulatabilen bir kitap.
İtiraf etmek gerekirse ilkinde yakaladığım heyecan ve sabırsızlığı bulamadığım için biraz hayal kırıklığı yarattı.
Sanki ilk kitabın tutması sonrası "oğlum çok iyi kitap, mutlaka devamını yaz" diyen arkadaşların gazına gelinmiş denebilir :)
Şevket Süreyya AYDEMİR'i tek bir kelimeyle tarif etmek çok zor.
Bir göçmen ailesi çocuğu olarak Edirne'de doğan yazarı, aslında sadece yazar olarak tarif etmek de zor. Zira o bir öğretmen, I. Dünya Savaşı Gazisi, Ülkücü, Dava Adamı, Sosyalist, Gazeteci; Bir Eş, baba v.s.
Çünkü çocukluğundan başlayarak hayatının her dönemini anlattığı bu kitabı okuyanlar anlayacaktır ki onu tarif etmek için kelimeler yetersiz kalacaktır. Çünkü kendisi deyim yerindeyse hayatın çemberinden geçerek ve onu doya doya yaşayarak; bazen acı bazen tatlı tebessümlerle arkasında bırakmıştır.
Bence ona en uygun sıfat, isim veya artık ne derseniz buna, bunun adı "Tarih" olacaktır. Çünkü o yaşadığı dönemin tarihidir ve bu tarihi çok akıcı, sade bir dille adeta gelecek kuşaklara ışık olacak şekilde anlatmıştır. Sadece bizim tarihimizle kalmayıp hayatına dokunan her milletin, her ülkenin tarifini de yapmış bizlere. Ülkemizle alakalı bölümleri özellikle etkileyici olmakla birlikte kültürel anlamda bilgi birikimi sahibi olmak isteyenler için oldukça faydalı bir eser.
Kısacası tarihinin bilincinde olan, onu o dönemde yaşayan bir kişinin kaleminden okumak isteyen herkese şiddetle tavsiye edebilirim.
Keyifli okumalar.
Tanrı'nın bize verdiği en büyük nimet, sahip olduğumuz halde, sahip olduğunu bilmediğimiz kuvvetleri, bir gün kendimizde bulmaktır.
*Epiktetos
Acaba aradığımız Su, kendi içimizde varlığını bilmediğimiz bu kudretlere, bir gün kavuşmak özlemi olamaz mı? Niçin olmasın?
*Aydemir