Tenasüh: insan öldükten sonra ruhun bir cesetten diğer bir cesede geçişine denir. Yezidilerde cennet- cehennem inancı yoktur Tenasüh inancı vardır. İyi bir insansa ruhu başka bir insana, kötü bir insansa ruhu domuz, esek, kopek gibi hayvanlara geçtiğine inanırlar.
Secde
••••• 12. Günahkârların, Rablerinin huzurunda (utançtan) başlarını öne eğerek: "Ey Rabbimiz! (Şimdi her şeyi) gördük, işittik, bizi (dünyaya) geri gönder de sâlih amel işleyelim. Çünkü artık biz kesin inananlarız." (dediklerini) bir görsen! * Bütün varlıkları yaratan Allah, bizleri de insan olarak yaratmış fakat başıboş bırakmamıştır. Sorumluluk yüklemiş ve hangimiz daha güzel (sevaplı) işler yapacak diye imtihan etmek için de ölümü yaratmıştır. Ölüm, dönüşü olmayan bir uyanış ve gittiğimiz dünyada ölümsüzce yaşamaktır. Herkes dünyada yaptıklarının karşılığını orada eksiksiz görecektir.? Bunlar, kısaca kaynağı ilâhî olan en kesin bilgilerdir. Fakat insan kaynaklı, âhiret inancı olmayan çok tanrılı Hint dinlerinin, ilâhî dayanağı olmayarak ortaya attıkları reenkarnasyon (tenâsuh, ölen insan ruhunun insan veya bir hayvan cesedine girerek tekrar dünyaya gelmesi) olayı, hem akla hem Islâm'a aykırı hayali bir tasavvur (kurgu)dur. Bunlar, Allah'ın yapmadığını, kendi akıllarına yaptırmak istemektedirler. Ancak Allah'ın emirlerine gönüllerini, kulaklarını ve gözlerini kapayanlar, Kur'an ifadesiyle 'onlar (mânen) hayvan gibidirler; hatta daha da aşağı!' Mü'minler de bunu böyle bilirler. Mühim olan hayvanî vasıflardan kurtulmayı bilmek ve Allah'a bu sıfatla gitmemektir. Her devirde Allah'a, Kitab'ına, peygamberlerine ve âhiret gününe inanmayan dinsizler yine de kendilerinin ürettiği bir tapacak bulmuş veya bulma peşindedirler. •••••
Reklam
Bu menfur seciye bir devirde din, bir devirde milliyet, diğer birinde siyaset, öbüründe tahkir perdesi arkasında ve cümlesinde de şeytani bir samimiyetle daima tenasuh etmiş ve daima hortlamıştır. İşte huzurunuza gelen ve suratları kızararak amme vicdanı namına yalan söyleyen bu adamlar bu kabil mahluklardır.Bunlar daima cisimsiz cümleler arayan ve devrine göre Allah’a, Peygamberine sebbetti, Padişahımıza tecavüzat-ı lisaniyede bulundu, Cımhurreisimize küfretti,kıbleye karşı işedi mücerredatı tezvirlerine vasıta intihap eden adamlardır. İşte bu şeytani tabiyelere karşı gerek vatandaş hak ve mukaddesatının ve gerekse içtimai bünyenin korunması için amme namına hareket edenlerin çok uyanık bulunmaları ve yaygaraya kapılmaktan tevekki etmeleridir ki ancak Adaleti kurtarabilirler.
Başını Selma'nın göğsüne koydu. Ve başının orada eridiğini ve Selma'nın teninden içine sızarak ona karıştığını tahayyül etti. Selma'da kaybolmak ve Selma olmak hayalinin tadı, belki de şimdiki yorgunluğunun ancak ölümle dinlenecek kadar fazla olmasının verdiği bir tenasüh özleyişinden başka bir şey değildi. Belki de aşk bir yorgunluktu.
Sayfa 138Kitabı okudu
Aşk kadar hastalığa -belki yakın, belki de ruhtaki muadil olduğu için- yakışan ihtiras yoktu. Başını Selma'nın göğsüne koydu. Ve başının orada eridiğini ve Selma'nın teninden içine sızarak ona karıştığını tahayyül etti. Selma'da kaybolmak ve Selma olmak hayalinin tadı, belki de şimdiki yorgunluğunun ancak ölümde dinlenecek kadar fazla olmasının verdiği bir tenasüh özleyişinden başka bir şey değildi. Belki de aşk yorgunluktu.
Sayfa 103Kitabı okudu
İslâm Türkler arasında yayılırken, İslâm öncesi gelenek ve kavrayışlar uzun süre yaşamaya devam etmiştir. Bu nedenle, göçebe ve kırsal halk arasında kabul gördüğü haliyle İslâm, eski Türk inançlarının derin izlerini taşır. Türkler yüzyıllar boyunca birçok dine inandılar. Bu değişiklikler esnasında bir önceki din yenisinin gelmesiyle tamamen ortadan kalkmadı; çoğu defa kendini yeni dinin kalıplarına uydurarak varlığını sürdürdü. Müslümanlık öncesine ait tabiat kültü, atalar kültü, Şamanizm, Budizm, Zerdüştlük, Mazdeizm gibi çeşitli dinlerden gelen motiflere özellikle Alevi- Bektaşi menakıbnamelerinde sıkça rastlanır. İslâmın Anadolu'da Türk toplulukları arasında aldığı bir şekil olan Alevilik ve Bektaşilik, çeşitli inançları bünyesinde toplamış senkretik bir inanç geleneğidir. Alevi-Bektaşi inancında önemli yer tutan, tenasüh, hulul, şekil değiştirme, ateş kültü gibi unsurların büyük kısmı Budizm, Zerdüştlük, Maniheizm ve Mazdeizmde köken alan senkretik motiflerdir. Bunlar, tarihten günümüze taşınarak, Alevi-Bektaşi topluluklarının inanç sistemlerinde en az eski Türk inançları veya Şamanizm kökenli motifler kadar yer tutmuşlardır. Hatta bunların bazıları, Alevi-Bektaşilikteki kadar olmasa da Sünni topluluklarda bile korunmuştur. Aradaki tek fark, Alevilik-Bektaşiliğin, bu İslâm öncesi inanç motiflerini daha canlı sürdürmesidir.
Reklam
214 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.