Kültür ortamiyla hiçbir vechesiyle baglanti kuramayan olaganüstü kişilik, aykırı kaçmaktan, köyün yahut mahallenin delisi olmaktan ileri geçemez. Dindışı Batı Avrupa Yeniçağına degin bireyden genellikle beklenen, onun,toplum ortami ile dogal çevresine ayak uydurmasıydı. Şartların temelden degiştirmek ihtirasi, Yeniçag dindışı Avrupasının, özellikle de onun devamı olan Çağdaş İngiliz-Yahudi medeniyetinin homo economicusuna mahsûstur. Sartlari kazanç hedefine-yânî artideger- yönüne döndürmegi mümkün kılansa, 'bilgi'dir; üstelik,biçimsel mantık kuralları çerçevesinde düzenlenmiş ,'sistemlestirilmis bilgi'dir:
Felsefe-bilim→→fen→>sanayi→>itisat. işte, Yeniçağ Batı Avrupası ile Çağdaş ingiliz-Yahudi dünyasında sistemleşmiş bilginin bunca rağbet kazanması ve bunun gittikçe artması bundandır. Kazanç, hayatın siklet merkezi olunca, ilk bakışta, iktisadiyâtla uzaktan yakindan ilgisi ilişiği yokmuş gibi gözüken nice âmil ile unsur, o yöne
koşulmağa baglanmigtir. Hayat, bütün yanlari, yönleri ve bilcümle vecheleriyle
iktisadileşir olmuştur.
Geniş çapta medeniyetler, daha dar çerçevede kültürler, kendilerine benzemeyen, aykırı düşen kültürler ile medeniyetlere kem gözle bakmış, yabancı gördüklerinden ürkmüşlerdir. Bu ürkmüşlüğü gizlemek dürtüsüyle olacak, kendileri gibi olmayanlara küçük düşürücü la-kaplar takmışlardır. Böyle biri, Eskiçağ Ege medeniyetinde 'barbaros'; Romalılarda Yunanlılar 'græculus' ('Yunancık'), Ortaçağ Hırıstıyan medeniyetinin klasik döneminde 'paganus', geç devirdeyse 'saracenus' ile 'gentilis'; Yahudilerde 'goi'; İslâm medeniyetinde 'kâfir'; Araplarda 'acem'; Türklerde (özellikle Avrupalı Hırıstıyanlar) 'gâvur'; Malaylarda (özellikle İngilizler ile Kuzey Avrupalılar) 'mat saleh'; Ispanyollar ile Meksikalılarda (özellikle Amerikalılar) 'gringo'; ve nıhâyet Çağdaş Küresel İngiliz-Yahudi medeniyetinde (özellikle Müslümanlar) 'terrorist' ('tedhişci') şeklinde anılır.