Bir yaz, 1984te halam ile eniştemin oturdukları Akturdan çıkıp Datça'nın en batısındaki Knidosa yuruyorum. Datça'nın orta kısmı Orta Anadolu'yu andırır; kıraç ve sıcak. Karşıdan bir adam geliyor, baktım Türkmen. Bütün Muğla havalisi ve Antalya yerli halkı halis Türktürler. Oldum olası da aynı hayatı yaşarlar. Kır kırçıl sakallı bir adam, başında da kalpağı vardı. Bunların kılları çok seyrek olur. Neyse.
Selamlaştık. "Nereye?" diye sordu, Knidos'u işitmemiştir diye onun yakınındaki köyün adını söyledim. "Oraya bugün varamazsın, gel, bana misafir ol" dedi. Döndüm; serserilik bu ya, acelem de yok, yürüyoruz birlikte. Bir yere geldik, "bana müsaade" deyip gitti, bir ağaca sarılıp öptü. Sonra gelip "ne vakit kocamış ağaç görürsen, sarılıp onu öpesin, ömründen ömür kapasın" dedi.
O gün bugün nerede bir koca ağaç görsem sarılıp öperim. Bu kamlıktan/şamanlıktan gelen bir olay olmalı.
Osmanlı tarihinde altı yüz küsur yılda, tuğla gibi on iki bin Divan kaleme alınmış olduğu söylenir "uzmanı değilim, bana söyleneni aktarıyorum". Bunların hepsi yazı devrimi denilen felaketle çöpe atıldı.
Bir iskambil falında
Çıkmıştık birbirimize
O güzel kupa kızıydı
Sinek valesiydim bense Gece yarısı o perşembe
Rastladım köprü üstünde
Ağlama dedim o ağladı
Trabzanlardan indiğinde Saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak dedim
Senin için rüzgarda hep yağmur mu var
Gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan?
Hiç geçmez mi gözlerinden bu
Değmezmiş,aşk acısı çekmeye değmezmiş arkadaşlar.
Neden seni umursamayan,umurunda olmadığın bi insan için canını sıkasın ki ?
Çok hayalperesttim.Ama biraz mantığınla bakınca görüyosun resmin bütününü.
Bi insan gelip ağzıyla bişeyler söylemediği müddetçe anlam yüklemeyin.Yapmayın bunu kendinize.Bazi insanlar hissettiği gibi davranmıyormuş demek ki.Herkes de sen değilmiş.
Teoman/Hayalperest...🎶
Herkese nasip olmayacak şeyleri gördüm bu genç yaşımda. Teoman Tanhu'nun çok yakınlarında yer alıyorum. Börü olma yolundayım.
Bunlardan daha önemlisi Bahadır Şad'ı tanıdım!
Onun buyruğunda savaştım.
"Ariflerden biri hikmeti şöyle vasıflandırmıştır:
Nur onun cevheridir, Hak gâyesidir, ilhâm rehberidir, kalb durağıdır, akıl onu kabul eder, onu ilhâm eden Allah, dışavuran da lisandır..."
Bir toplumu mahva, çürümeğe sürükleyecek iki tavır vardır:
Kadını hiçe saymak, kaba kuvvet uygulamak ve erkek kesimini kadınlaştıracak kadar kadını havalara çıkarmak.
Tezimi çok büyük zorluklarla bitirdim. Ömrümün bilmem kaçta kaçı gitti. Öyle bir sinir savaşı vardı ki ortalıkta, anlatılır gibi değil. O zaman kalp sektesinden gitmediğime, kanser olmadığıma çok şaşırıyor, nice sağlam bünyem varmış diyorum.
Neler yaşadınız?
Neler, neler! Bir mühlet verilmişti, o sürede tezini teslim edeceksin dediler. Ettin
𝗕ö𝗿ü 𝗕𝗶𝗿𝗹𝗶ğ𝗶: Çok eski bir Türk töresince kurulan asırlar boyunca uygulanan kurallarla seçilen kırk yiğit erden oluşur. Türk Börü Muhafızları'nın görevi kağanı, otağını ve oğuşunu korumaktır. Bu birliği ilk kuran kişinin Hun Hanı Teoman olduğu sanılmaktadır.