Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gitgide daha kuvvetlenen keskin bir gübre kokusu beni daha çok buraya yaklaştırdı. Köy yaşayan, çalışan bir mahlûktur ve bu koku onun ter kokusudur.
Sayfa 8 - YKYKitabı okudu
Gurbet
Gurbetin ceres düştü içime Karardı yine gökler. Yalnızım bu şehirde, yapayalnızım... Ne ben kimseyi beklerim, Ne kimse beni bekler. Ayrılık bir sızı gibi nabzımda Ve şakalarımda domur domur ter. Her derdi çekmeye razıyım ama Takılmasaydı keşki dudaklarıma Bu isimsiz, paramparça türküler...
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
250 syf.
·
Puan vermedi
İçinde bulunan 4 tiyatroya göre;
1-Ahmed Muhtar, Mesture-i Aşk yahut Muhabbetin Neticesi Cinayet Piyes, Tanzimat döneminin kadın-erkek ilişkisini ele almaktadır. Piyesin dili o zamana ve günümüze göre sade ve anlaşılırdır. Piyeste beyinin isteklerini yerine getirmesi kadının vazifesiymiş gibi gösterilmiştir. Refika’nın ‘’Kadının vazifesi, erkeğin hizmetinde kusur etmemektir.
Türk Tiyatro Eserleri 1
Türk Tiyatro Eserleri 1Gıyasettin Aytaş · Akçağ Yayınları · 20142 okunma
Şiir dolu sözlerimde değil Ter damlası gözlerimde bul beni Uzak uzak bakışlarımda Sessiz sessiz dalışlarımda Türkü türkü yanışlarımda bul Bir çölün suskunluğuna Bir selin coşkunluğuna sor Sor da bul beni gör beni
392 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 günde okudu
Aytmatov’un son kitabını da nihayet bitirdim. Birbiriyle alakasız gibi duran üç bölümden oluşuyor kitap. Ancak bu hikayelerin kesişim noktaları mevcut ve ustalıkla bağlanmış, flashback sahneleri gibi geri götürüyor sizi. Hikayelerdeki ortak nokta ise dişi kurt Akbar. Yazar başlarda kurdun başına kötü şeyler geldiğini belirtip detay vermiyor, o
Dişi Kurdun Rüyaları
Dişi Kurdun RüyalarıCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20236,9bin okunma
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın. Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken, Çiftçi ve eşinin bir paketi açtıklarını gördü. Kendi kendine: “İçinde hangi yiyecek var?” diye düşündü… Bir süre sonra gördüğü paketin bir fare kapanı olduğunu anladığında yıkılmıştı. “Evde bir fare kapanı var..! Evde bir fare kapanı var..!” diye
Reklam
Ve hareket etti, ama bu defa durmadı. Ağırlığım üzerimde hissedeceğim ve beni aşağıda tutacak şekilde, dirseklerine kaydırdı. Ve bu yabancı duyguya alışırken, kalçalarım onunkilerle buluşmak için ürkek bir şekilde kıpırdıyordu. Hızım arttırdı, inledim, hızım gittikçe ve insafsızca artırarak, acımasız bir ritimle vurmayı sürdürdü ve ben de ona karşılık vererek ayak uydurdum. Başımı ellerinin araşma alıp beni sertçe öperken, dişleriyle alt dudağımı bir kez daha çekti. Hafifçe kayarken içimde, daha önce olduğu gibi, bir şeylerin oluştuğunu hissediyordum. O kendini içime itmeyi sürdürürken kasılmaya başladım. Vücudum titreyip yay gibi gerilirken, tenim bir ter tabakasıyla kaplanmıştı. Ah, Tanrım. Böyle hissettireceğini hiç bilmiyordum
Bir yaz günü Eskişehir’deyim. Baktım, Karım Yine Doğurdu o gece Kılıçoğlu sinemasında oynanıyor. Bekledim. Oyun başladıktan sonra doğru sahne arkasına... Gazanfer Bey(Gazanfer Özcan) sahnede. Kuliste öteki arkadaşlarla kucaklaştık. Adile Naşit sahneye girmek üzere. Elinde bavulla dağ başında otele giden bir müşteriyi oynuyor. “Adile abla, bir dakika” dedim, kaptım bavulu. Ben de sahneye gireceğim, müşterinin bavulunu taşıyan taksi şoförü gibi. Bakalım, Gazanfer Bey beni Eskişehir’de, sahnede görünce ne yapacak? Daldık sahneye. Gazanfer Bey beni görür görmez, “Oooo, Ülkü! diye bağırdı. “Yahu, nerelerdesin? Artık arabanla bize müşteri de getirmez oldun...” Soru soruyor. Bir şeyler söylemeye çalışıyorum. Her yanımı ter bastı. Sen misin yılların tiyatro kurduna oyun etmeye kalkan? Kendimi sahneden atıncaya kadar akla karayı seçtim.
Gitgide daha kuvvetlenen keskin bir gübre kokusu beni daha çok buraya yaklaştırdı. Köy yaşayan, çalışan bir mahluktur ve bu koku onun ter kokusudur.
Gitgide daha kuvvetlenen keskin bir gübre kokusu beni daha çok buraya yaklaştırdı. Köy yaşayan, çalışan bir mahluktur ve bu koku onun ter kokusudur. Dünyada hiçbir koku beni bu kadar saramamış, kafamdan birbiri arkasına bu kadar çok hatıralar yuvarlayıp geçirmemiştir.
Reklam
Gitgide daha kuvvetlenen keskin bir gübre kokusu beni daha çok buraya yaklaştırdı.Köy yaşayan, çalışan bir mahluktur ve bu koku onun ter kokusudur. Dünyada hiçbir koku beni bu kadar saramamış,kafamdan birbiri arkasına bu kadar çok hatıralar yuvarlayıp geçirmemiştir.
Bir boşluk var. Et ve kemik büsbütün, akıl parça pinçik. Kalbimin içinde bir kuş, kanatları sanki jiletten. Bana insanlığı öğretiyor usulca. Yorgunluğun ardındaki olgunluğa, kızgınlığın ardındaki kırgınlığa savuruyor beni. Lakin ham, lakin çiğ bir bilinçle sarsılıyor sabrım. Umudun yollarında ter dökmek ne fena.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.