Kafka ile ilgili ilk bilinmesi gereken onun otoriteyle olan ilişkisi olabilir. Etrafında olup bitenleri kabullenmemesi; ve varsa çürümüşlüğü gözler önüne serebilmesi onun niteliklerinden. Şato bir metafor. Bunu roman boyunca şatoya hiç ulaşamamasından anlayabiliyoruz. Şato; bizden zorlu ve çetin şeyler isteyip bizimle anlaşmaya varan, bize ümit veren fakat bir sorun yaşadığımızda karşımızda somut ve mümessil bulamayacağımız her türlü yapıyı simgeliyor. Şatoda görevli bulunanlar da kolaylıkla yanına yaklaşamayacağımız tipler. Aslında, şato da görevliler de değersiz nesneler. Ama şatoya yakın olan köyün insanları hiç sorgulamadan şatoya ve görevlilere karşı korku ve derin bir saygı besliyorlar. Hatta onlara saygı duymayanlara şüpheyle yaklaşıyorlar. K. bunu anlamlandıramıyor ama karşısında müşahhas birilerini bulamadıkça başaramayacağını düşünüyor ve uyum sürecine dahil oluyor. Bu yönüyle büyük bir sıkıntı yaşamadan atlatıyor süreci. Fakat Kafka'nın diğer bir eseri Dava'da ise K. otoriteye uyum sağlamıyor ve büyük sıkıntılar içerisine giriyordu.
Son söz olarak Şato ve Dava romanı vakit geçirilecek değil derinliğine inerek hayatımızdaki hangi nesne ve kavramları irdeleyerek bize iç yüzünü göstermeye çalışıyor şeklinde yaklaşacağımız bir eserler.