.....
Ütopya Gerçek Olabilir mi? Ütopya Eleştirisi
Ütopya olarak adlandırılan ülke; herkesin el ele verip ateş çemberleri etrafında keyifle sohbet ettiği, paranın, mücevherlerin ve kaftanların değer görmediği bir topluluktur.
Fakir zengin ayrımı olmadan, halkın hırsızlık veya dilenciliğin ne olduğunu bilmeyecek kadar huzur içinde yaşamasına imkân
Hiçbir şey yapmamazlık bunu nasıl yenmeli?
Basitçe kendinize sorun yapılmamış bir işi düşündüğümde aklıma hemen hangi düşünceler geliyor sonra bu düşünceleri bir kağıda yazın yazdıklarınız bir takım uyumsuz tavırları kavram hatalarını ve hatalı varsayımları yansıtır hissizlik endişe ya da bunalma duygusu gibi motivasyonunuzu engelleyen duyguların
O Ses Sen Değilsin
Diyelim ki ne yazacağımızı bulduk; olayı, kahramanı zihnimizde tasarladık. Yazar olarak niyetimizi ne ölçüde açık edeceğimizi ne ölçüde saklayacağımızı kurguladık. Değineceğimiz meseleleri, kullanacağımız mekânları, kanatlandıracağımız imgeleri seçtik. Bir öykünün iç dinamiğini yani merkezini teşkil edecek sorun yumağını
Yapısal-Fonksiyonalist Teorinin Temel Varsayımları
ABD'de sosyoloji denilince, adeta yapısal fonksiyonel model anlaşılır olmuştur. Parsons, Amerikan geleneğindeki ampirizme tepki göstermiştir. Parsons'ın toplumla ilgili temel varsayımları şunlardır (48):
- Sistemler, parçaları arasında iç bağlılığa ve bir düzene sahiptir.
- Sistemler, kendi kendilerini onarma ve dengeye getirme eğilimi taşırlar.
- Sistemler statik olabilecekleri gibi, değişim süreci belirli bir düzen içinde de gerçekleşebilir.
- Sistemin bir parçasının doğası, diğer parçaları da etkiler.
- Sistemler, kendi çevreleri içinde sınırlarını muhafaza ederler.
- Tahsis ve bütünleşme, sistemin dengesi için, iki hayati süreçtir.
- Sistemler, değişme eğilimlerini kontrol eder.
(48) Ritzer, G., Age. S. 240.
3.Kısım
Anlam Tutulması
Anton Çehov'un Tri Sestry oyunundan şu kısa diyaloğu dü- şünelim:
MASHA: Bir anlam yok mu?
TOOZENBACH: Anlam mı? (...) Şuraya bak; kar yağıyor. Bunun anlamı ne?
Kar bir ifade ya da sembol değildir. Anlatabildiğimiz kada- nyla gök kubbenin kederlenmesinin bir alegorisi değildir. Philip Larkin'in baharı