...iman-ı tahkikî derslerinin nuruyla ve gözüyle, her şeyde rahmet-i İlahiyenin izini, özünü, yüzünü görüp her şeyde kemal-i hikmetini, cemal-i adaletini müşahede ettiklerinden kemal-i teslimiyet ve rıza ile rububiyet-i İlahiyenin icraatından olan musibetlere karşı teslimiyetle, gülerek karşılıyorlar, rıza gösteriyorlar. Ve merhamet-i İlahiyeden daha ileri şefkatlerini sürmüyorlar ki elem ve azap çeksinler.
Evet, her şey Allah Teala’nın takdiriyle olmaktadır ve fakat yukarıda a belirttiğimiz gibi Yüce Rabbimiz takdir buyurduğu her şeyden razı olmuş değildir. İslam büyükleri burada şöyle bir incelige dikkat çekmişlerdir:
Kaza, Allah Teala’nın takdir buyurduğu bir şeyin, günü saati geldiğinde vuku bulması, meydana gelmesidir. Bir de bu kazanın bize
Varlıkta, varlığın mülkiyetinde süreklilik talep edenler, imkânsızı taleb etmektedirler. Elde edilemeyecek olanı elde etmeye çalışmakta ve bu yüzden acı çekmektedirler. İsteklerinizden vazgeçiniz -ki buna "rıza ve teslimiyet" denir-, göreceksiniz ki acılarınızın en önemli kaynağı kuruyacaktır. Nitekim "Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinim" diyen Yunusumuz dikkatlerimizi bu hakikate çekmeye çalışır.