Halis niyet ve teslimiyet, imkansızlıkları küçültmüş, küçük imkanları da büyütmüştü. Yani o yolculuğun azıkları, imkan ve güç, teknoloji ve konfor değil, o terkler ve o tercihler sayesinde tebellür eden irade, tevekkül ve muhabbetti.
Tevhidin o asıl manası şudur: "Vasıta ve sebeplere bakmaksızın her şeyi Allahdan bilmek."
Tevhid ehli, hayrı ve şerri Allahdan bilir; onları Allah'ın yarattığına iman eder. Bu öyle şerefli bir makamdır ki, tevekkül, rıza, Allahın hükmünü teslimiyet halleri de, bu mertebenin meyvelerindendir. Diğer semeresi de, Hazreti Ebû Bekir'in buyurduğu şu sözdür, ölümüne sebeb olan hastalığı zamanında ona:
- Sana bir tabib çağıralım? dediler.
Verdiği cevab:
- Beni hasta düşüren, tabiblerin tabibidir, olmuştur.
• Kainattaki ilahi kudret ve azamet tecellilerini layıkıyla tefekkür edebilen bir insan,öncelikle aczini idrak eder,
sonra ise tam bir teslimiyet ve itaat ile her nefes Rabbini zikir halinde olur. •
“Böylece kalbi takva nûruyla dolar.
Tefekkür de, takva ile en makbul kıvamına ulaşır.”