Bu maraz maalesef büyük ölçüde müslümanlara da sirayet etmiştir ve nitekim günümüde 'tebliğ yapmak' deyince, taraftar sayısını çoğaltmak için her türlü laf u güzafı sarf etmek, sonra
bu laf u güzafı 'kişisel ya da akli yorum' olarak takdim edip o güzelim kelimenin, 'Te'vil' kelimesinin 'iftiranın kardeşi' manasına dönüşmesine çanak tutmak anlaşılmaktadır. 'Tebliğ', tebliğ
edilecek sözü, o sözün sahibinin muradına uygun olarak başkalarına aktarmak veya o murada uygun bir hatt-ı hareket takip etmek demektir; yoksa 'Ben akli yönteme göre anladığımı söylerim, kullandığım yöntem 'akli' olduğu için '(benim gibi) akıllı' olanlardan da bu yorumumu kabul etmelerini isterim' demek yahut Kur'an'ı tebliğ etmek; İslam'ı insanlara sevdirmek ya da hak bir
sözle batılı kastederek 'İslam'ı asrın idrakine söyletmek' gibi esasen sahih niyetlerle yola çıkıp sonra adına konuşulan o Mübarek Kelam'ı heva ve hevese 'oyuncak' etmek değildir.