Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zaman, kişiyi değiştirebildiği gibi olaylara bakışı da değiştirebiliyor.
Sayfa 9 - Önsöz
Döndü dedi ki, "Burada bir Osmanlı sancağı olacakmış nerede?" dedi. O da çok etkilemişti beni. O zat da böyle eskimiş, yıpranmış, tozlu topraklı bir yerden bir sancak çıkardılar Benim için önce görmenin özelliği var ilk görmenin özelliği var: ben ilk deta bir Osmanlı sancağı görüyorum. Turgut Bey için onu bilme özelliği var benim yönümden. O da yetmemiş gibi Turgut Bey o tozlu topraklı, böyle lime lime olmuş parça parça, onu gözlüklerini çıkardı, ağlamış haliyle onu yüzüne gözüne, ağlamış haliyle sürmeye başladı. Ve düşünüyorum tabii, bir cumhurbaşkanı. Kendi kendime dedim ki, "Biz hep siyasi cenahından baktık bu kişiye, hep işte enflasyon, hayali ihracat, o cenahtan baktık." "Galiba" dedik, "insani olarak bir hata yaptık" diye, çok burkulmuştum ben
Reklam
Herkes birbiriyle hasım olsun,ama hepsi birden benimle hısım olsun.
Sayfa 266Kitabı okudu
Peki muhafazakar mı, reformist mi? Bir anlatıya göre "Topal Devrimci"! Yine anlatıcılara göre özünde Özal dönem adamı. 60'lı yıllardaki Özal'la, 90'lı yıllardaki Özal arasındaki fark, hiç de 30 yıl değildi, bir asırdı! 60'lı yıllarda bürokratlar arasında Avrupa Birliği'ne en sert karşı çıkışı yapan, o değil miydi? Peki Avrupa Birliği'ne başvuru aşamasında en çok emek harcayan da yine o değil miydi? Tabuları yıkan mı, yoksa dünya konjonktürüne uygun adımlar atan pragmatist bir politikacı mı? Hangisi gerçek Özal? Soruları çoğaltmak mümkün. İşte The Özal bu sorulara yanıt vermek için ortaya çıkarılmıştır. En iyi karar kuşkusuz okuyucunun. Ancak biz sadece şunu ekleyebiliriz: Özal ne yapmak istediğini biliyor ve bunu uyguluyordu.
Sayfa 10 - Önsöz
DAHT OYUNLARI !!! GAME OF THE DRONES !!! :)))
Planlan şuydu; Evren, Cumhurbaşkanlığı süresinin uzatılmasından yanaydı, Özal ise Cumhurbaşkanlığı koltuğuna kendisi oturmak istiyordu.
Sayfa 457 - Doğan KitapçılıkKitabı okudu
Wolfowitz, 2001 yılında İsrail destekçisi WINEP'de yapılan "Özal'ı anma toplantısında” Kemal Derviş'le yakın arkadaşlıklarını ve Derviş'in iyi bir memur olduğunu ilan etmişti. Wolfowitz, T.C. devletinin Irak'a müdahalede ABD'ye yardımcı olması için yoğun çaba göstermiş ve hatta Koçların evinde, Kemal Derviş, Mehmet Ali Bayar gibi yeni siyasi yıldızların katıldığı özel yemeklerde buluşmuştu. JINSA, onun bu hizmetlerinden mutlu olmalı ki, onu "JINSA 2002 Jackson" ödülü törenine onur konuğu olarak çağırmıştır. Amerika'daki İsrail denebilecek olan JINSA, Security Affairs, National Security Quarterly/Vieuupoints, Arap yayınlarının analizini yapan Middle East Media Survey gibi dergi ve gazeteleri yayınlamanın yanı sıra, The Gottesman Lecture Series monografilerini de çıkarmaktadır. JINSA her yıl, emekli ABD subaylarını İsrail'e götürür; İsrail'de Amerikan Deniz Akademisinden, Wespoint Harp Akademisi'nden ve Hava Kuvvetleri'nden öğrencilerin ve subayların eğitimlerini örgütler ve finanse eder.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
Bir sohbette... Birkaç eski bürokrat Özal’ı övdükçe övüyor, şimdiki yönetimi de eleştiriyorlar: ‘’ Özal hoşgörülüydü. Anlayışlıydı. Ramazan ayında bir akşam yemekteydik. İçki içmek istedik. Özal siz bilirsiniz, içebilirsiniz dedi. Biz de içtik. Özal böyleydi. Yaşam tarzımıza saygılıydı.’’ Cemil Bey bu. Lafını hiç esirger mi ? ‘’Siz de biraz saygılı olabilirdiniz. Oruç tutan bir Başbakan’ın bulunduğu masada içki içmeyecek kadar saygılı.” -Sessizlik.
Sayfa 321 - Turkuvaz Kitap
Ekrem Pakdemirli : Temmuzun sonunda, yanılmıyorsam 29 Temmuz'du, devlet bakanıydı o zaman, Ekrem Ceyhun beni çağırdı, dedi ki: " İhtilal olacak. Evraklarını, eksik gedik bırakma. " Çünkü ihtilal olduktan sonra sorgu sual, mahkemesi var, bilmem nesi var. Ben tabii hayret ettim. " Ağabey " dedim, " bu ihtilali yapacaklar, biliyorsak neden emekli etmiyoruz komutanları " dedim. " O yürek kimde var? " dedi.
Sayfa 101Kitabı okudu
I don't like the yankees !!! :))
Tarih, 4 Aralık 1997 ... Türkiye' de ilk defa bir üniversite kampusunda, ODTÜ'de McDonald's açıldı. "NATO'ya Hayır", "Yankee Go Home", "DEVRİM" şiarını edinmiş ODTÜ öğrencileri McDonalds'a karşı çıktı. Kimileri bunun ucuz protesto olduğunu yazsa da bilinçli ODTÜ'lüler, şirketin hamburger içinde kullandığı en az 12 farklı kimyasal katkı maddesini açıklamasını talep etti.. Tabii ki dünya devi açıklama yapmadı. ODTÜ'yü açarak öğrencilere Amerikan kültürünü öğreteceklerini sananlar, bu kez McDonald's -öğrencilerin beynini şeker- bağımlılığıyla ele geçirmek istedi. Türkiye'de ilk McDonald's Turgut Özal döneminde 1986 yılında İstanbul-Taksim'de açıldı.
Sayfa 432 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
24 OCAK KARARLARI
Politikada başarılı olamamış bir teknokrat olan Özal'dan siyasal kaygıları tamamen göz ardı eden bir ekonomik politikayı uygulaması bekleniyordu. Özal'ın sorumluluğu altında alınan sert önlemler 24 Ocak 1980'de yürürlüğe konuldu. Ecevit'in Haziran 1979'da yaptığı yüzde 43 devalüasyonun ardından, Türk parasının dolar karşısındaki değeri yüzde 30 oranında düşürüldü ve IMF'nin istediğinden ya da beklediğinden daha katı bir uygulamaya geçildi. Önceki politikalardan radikal bir kopuş gerçekleştiren program iç pazardan çok ihracat temelinde yeni bir ekonomi kurmak için tasarlanmıştı. The Economist bu durumdan çok etkilendi ve uygulamayı bir "ekonomik deprem" olarak betimledi. "Ekonomik devlet kuruluşlarının denetlediği neredeyse bütün mal fiyatları keskin biçimde yükseldi; petrol ve petrol ürünleri, çimento, şeker, kâğıt, kömür. "Sigara ve alkol gibi tüketici mallarının fiyatı yaklaşık yüzde 70, tren bileti ücreteri yüzde 170 oranında arttı. "Bağımsız ekonomi girişimleri artık sona erdi. Ülke, Batılı yatirimcılara, Batılı petrol şirketlerine ve Batılı bankacılara açılıyor. "Zarar ederek hükümet açıklarını muazzam biçimde artıran devlet işletmelerinin kendi fiyatlarını belirlemelerine izin veriliyor."
Sayfa 211Kitabı okudu
50 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.