"Bu benim için zor," dedim. "Bildiğim şeyle hissettiğim şeyi ayırmak. Her ne kadar yaptığı şeyden nefret etsem de yine de onu hala babam olarak görüyorum. Keşke bir düğmeye basıp bunu değiştirebilseydim ama yapamam."
... "Benim işlediğim günahlar göz önünde bulundurulursa bu, kulağa berbat bir fikir gibi geliyor," diye ekledi.
Jin Sam'in sırtını neşeli bir tavırla sıvazlayarak "O zaman gitsek iyi olur. Onları yolda sayabilirsin," dedi.
"Böyle bir tercih nasıl yapılır ki?" dedim neredeyse kendi kendime. "İhtiyacın olan şeyle istediğin şey arasında nasıl seçim yapabilirsin?" Ablamında benzer bir durumdan geçmekte olduğunu hissediyordum.
Kris'in gözleri de Cooper'ın üzerindeydi. "Galiba ikisinin aynı şey olduğunu umarak."
"Ya değilse?"
Çocuklar, acımasız bir adalet duygusuna sahiptir. Çocuklar canavarları öldürüp kendileriyle gurur duyabilir. Üzerine basıp ezmek yerine örümcekleri dışarı taşıyan, hatta bir keresinde orman görevlisi gelene kadar iki saat boyunca bir tilki yavrusunu damlalıkla besleyen küçük bir kız bile canavarları öldürebilir, hemen ardından yine avlanmaya çıkabilir. Aynı küçük kız, köpeğinin cansız bedenini gömmek üzere eve götürebilir, buzdan bir taşa dönüşen cesedin başında ağlayabilir, arka bahçede küçük bir çukur açarken intikam yeminleri edebilir. Ağabeyine bakıp kötülükle savaşan bir şövalyeyle bir ozan olduklarına, dahası günün birinde ormanın kalbindeki en büyük canavarla savaşabileceklerine inanabilir. Küçük bir kız, ölü bir çocuk bulup köpeğini kaybedebilir ama daha önemlisi başka kayıplar olmaması için bütün önlemleri alabilir.