Kurumsal devletlerin göz önünde tuttuğu ana hedef şudur: Toplumun zorunlu ihtiyaçları karşılandıktan sonra, artan zamanı bütün yurttaşların fiziksel kölelikten zihinsel özgürlüğe ve gelişime aktarmalarını sağlamak. Çünkü yaşamdaki mutluluğun temelinin bu ana hedefte yattığına inanırlar.
Sayfa 91 - İlgi kültür sanat yayınlarıKitabı okudu
Ütopyalılar insanın doğal güzelliğini ihmal etmesini uyuşukluk ve beceriksizlik olarak değerlendirir, buna karşın boyalardan medet umup güzelleşmeye çalışmasını da yapmacıklık olarak görür ve ayıplar.
Bir de şuna şaşıyorlardı: Nasıl oluyor da, bir eşek kadar bile kafası işlemeyen vicdansız, ahlaksız, budala zenginin biri, sadece birkaç torba altını var diye, akıllı dürüst bir sürü insanı buyruğu altında köle gibi kullanabiliyordu.
"Ütopya halkının,gökyüzünde yıldızlar ve güneşin kendisi dururken,bir insanın herhangi bir mücevher ya da taşın pırıltısına kendini bu kadar kaptırmasına akılları ermiyordu."
Kanlı bir zaferin kazançları, Utopia'lıları üzer, hatta utandırır; çünkü parlak zaferleri, insan kanı pahasına elde etmeyi büyük bir çılgınlık sayarlar.
Yiyeceklerini, içeceklerini topraktan ya da camdan güzel biçimli ama az değerli kaplara koyarlar; altın ve gümüşü ise, ortak evlerde olsun, özel evlerde olsun, en bayağı işlerde kullanırlar. Hatta oturaklarını bile altın ve gümüşten yaparlar. Kölelerinin zincirlerini, çok kötü suçlar işlemiş mahkûmların mühürlerini yapmak için bu madenleri kullanırlar. Mahkumların parmaklarında ve kulaklarında altın halkalar, boyunlarında altın gerdanlık, başlarında altın bir çember vardır.
Kralların danıştığı bazı insanlara gelince; bunların bir kısmı ağzını açmaz. Çünkü söyleyecek sözleri yoktur. Bir kısmınınsa akılları erer. İşe yarayacaklarını da bilirler. Ama her zaman gözde olan yetkilinin düşüncesini paylaşırlar. Ortaya attığı budalalıkları alkışlarlar.
Bütün bu aşağılık asalakların tek kaygısı yüz karası bir dalkavuklukla kralın tuttuğu adamın desteğini kazanmaktır.
Nasıl oluyor da bir eşek kadar bile kafası işlemeyen vicdansız, ahlaksız, budala zenginin biri, sadece birkaç torba altını var diye, akıllı dürüst birsürü insanı buyruğu altında köle gibi kullanabiliyordu.