Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
Ölüm Bilinci
Kitap, hayata ve insan bilincine dair çok güzel mesajlar içeren bir yapıt fikrimce.
Hem akıcı bir roman tadında hem de psikolojik detaylar içeren zirve eserlerden biri olduğunu düşünüyorum. Psikoloji ile ilgilenen herkesin epey seveceği bir eser.
"İnsanların mutluluk düzeyleri ne kadar yükselirse, mutsuzlukları da o kadar artıyor demek.."
İnsanlarin en büyük psikolojik sıkıntılar içerisinde olması gereken savaş ortamında aksine insanların daha çok yaşama tutundukları ve psikolojik sıkıntıların minimum seviyeye indiğini belirtiyor. Frankl'ın logoterapi teorisini açıklar nitelikte bu durum.
Ölmek üzere olduğunu bilen ve hayatın tekdüzeliği nedeniyle başarısız intihar girişiminde bulunan Veronika'nın "... her günümün aynı olmasının nedeni de kendim olduğunu daha önce anlasaydım.." şeklinde devam eden düşüncesi de kitabın içindeki güzel mesajlardan biri.
Son olarak spoiler vermeden kitabın en çok beğendiğim kısmı ile bitireyim..:)
"Ölüm bilinci bizi daha çok yoğun yaşamaya yöneltir."
Bu cümle din içerisinde bulunan sürekli ölümün hatırlanması düsturunu inziva ve dünyadan el etek çekme olarak algılayan fikre tokat gibi olduğunu düşündürdü. Ölümü sürekli hatırlamak, yaşamı daha yoğun hissedip insanı zincirleyen fikir ve korkulardan sıyrılmaya yöneltmeli..
Merhaba güzel bir eserin daha sonuna gelmiş bulunmaktayım.
Böyle buyurdu zerdüşt
Herkesin ve hiç kimsenin kitabı
Böyle diyor kitap ve insana bir tokat atıyor.
Bu eser okuyup bitirilmesi gereken değil üstünde düşünülmesi gereken eserlerden
Friedrich Nietzsche yazarımız bize Zerdüşt karakteriyle hayatı sorgulatıyor Tanrıyı sorgulatıyor ve
Başkalarının Tanrısı, anlatması zor bir kitap benim için. Mine Söğüt okumak biraz sarsıyor, zorluyor. Dili yalın, bir oturuşta bitirilebilir bir kitap ama sonrası, sonrası düşündürüyor. Biraz gerçekçi, biraz fantastik diyebileceğimiz bir roman.
Sokaklarda yaşayan beş karakter, sevgilisi onu satmasın diye dizlerinden itibaren bacaklarını kesen
EVLERİMİZE DİKKAT !!!
Son okçular tepesi olan evlerimiz...
Ne yazık ki işgal altında ve biz bunun farkında bile değiliz. Evin içinde o kadar çok cepheleri varki kitabı okurken bu da mı diyeceksiniz...
TV den ayrı saldırı, internetten ayrı, mutfaktan ayrı saldırırlar.
En büyük hedefleri ise anneler ve çocuklar. Çünkü bilirler bir nesli bozmak bunlardan geçer. Anne dinini bilmezse eksik birşeyler kalırsa çocuğuna aktaramaz. Çocuk ise geleceğin inaşsının temel taşıdır onu Rabbine ve aileye karşı içini boşaltılıp boşluğa düşürürler. O kadar çok emperyalizm oyunun içindeyiz ama ne yazıkki farkında değiliz...
Kitabın üslubu çok sâde ve akıcı. İnsanı düşünmeye iten ve onu bir şeyleri sorgulamaya yol açan sohbet tadında bir kitap. Bazen bazı hadisler bazı ayetler yüzümüze tokat gibi yapıştırır yazar. İnsan okuyunca kendini sirkeleme ihtiyacı duyar.
Tek sevemediğim bazı kısımlar kopyala yapıştır yapılmış gibi aynı tekrar tekrar karşıma çıkması.
Kitap çok güzel...
Kitabı okuyun okutun ailenize okuyunca neden okunması gereken bir kitap olduğunu anlarsınız.
Keyifli okumalar.
Ateşin Vaadi
Yeni serimizin ilk kitabını bitirdim. Kitabımızı severek okudum.
Çok önyargılıydım kitaba, almayıda düşünmüyordum, indirimli görünce alıyım dedim veee ne oldu tabıkı sevdim. Yurtdışında seri hakkında hiç iyi yorumlar yoktu. Benim malesef kötü bir huyum var, çıkan her serinin yorumlarına bakmak gibi, sonrada soğuyorum kıtapdan :/ Neyse bence yurtdşındakıler kaliteli kıtaptan anlamıyor, evet hatalar varda o kadar değil yani, neyini bu kadar sevmemiş olabilirsin ki... Zaten anladım onların fanteziler cok farklı kitabın içinde bir çok sevgili olacak entıka olacak onlar öyle sevıyorum ögkkk...
Kitabımıza gelırsek olayların başlangıcı , gidişatını baya iyi yazmış yazar. Zaten Griffın olduğu yerde kötü bir şey olamazzz. Efsane bir karakterdi, her yönünden, alfalığı- vatan severliği- ailesi- aşkı herşeyile mükemmel bir karakterdi ama Cat için aynısı diyemeceğim, okuduğum en şımarık karakterle içine girdi. Yalan makinesi kız ve devamlı ''mide bulantıcı, ıyyy'' kelimeler kullanıyor, bunlarıda ınsanlara kullanıyor , kitaba girip tokat atasım geldi. Griffını asla haketmıyor kendınde bılıyor iyiki ama işte kader.... Kızımız çok güçlü ve bunun farkında bu yönünü sevdim, öyle birilerinin korumasına ıhtıyacı asla yok, kendi kendine cok iyi... diğer yönleri sevmedim... Çok uzattım yine sevdim , kitap baya iyidi. Aksıyon- aşk- fantastık herşey var . 2. kitaba başlıyorum hemen :)
Okuyun- okuttun, Tavsiye ediyorum :)
“Eğer bana sorarsan hepimiz aynı gemideyiz ve gemi su alıyor.”
İnsan ve insanlık kavramının içinin tamamen boşaltıldığı ve korkunun iliklere sirayet ettiği 1942li yıllara gidiyoruz. 9 yaşındaki Bruno ile bir yolculuğa çıkıyoruz. Baştan söyleyeyim ağlamak serbest.
Babası Alman bir kumandan olan Bruno, babasının görevi sebebiyle Out-With ismindeki bir toplama kampının yer aldığı bölgeye ailesi ile birlikte gitmek zorunda kalır. Berlin’den ayrılmak onun için çok üzücü olsa da gittiği yerde kendine bir arkadaş bulacaktır. Tel örgülerin öte tarafından bir çocuk. Çizgili pijamalı bir çocuk. Shmuel.
Bir çocuk kitabı olarak nitelendirilse de bir şeylerin bilincinde olan, yetişkin kişiler için daha tesirli olduğunu düşündüğüm bir kitap. Hele işin içinde çocuklar varsa. Bir çocuğun gözünden anlatılması ile daha etkileyici hale gelen bu roman, bir çocuğun etrafında bütün bu olanlara kendince yanıtlar bulması, arkadaşlık duygusu, büyüklerin yaptıklarına anlam verememesini içeriyor. Büyüklerin yüzüne gerçekleri tokat gibi vuran bir kitap. Çocuk kitabı..
Yıllar önce filmini izlemiştim ama tabiki kitabı çok çok ayrı. Okuyucuya bir görev veriyor kitap. Ya sen Bruno veya Bruno gibi bir çocuk olsaydın o yıllarda? Çocuklar okusun ama bu kitabı bence en çok da büyükler okusun. Sevgiler
#alıntı
“Benim en iyi arkadaşım sensin, Shmuel,” dedi. “Hayat boyu en iyi arkadaşım.”
Çizgili Pijamalı Çocuk, John Boyne
