Burada öğrettiklerine göre varoluşun çoğu ıstırap çekmek. Istırap da arzulardan geliyor. Demek ki eğer arzuları ortadan kaldırabilirsek, o zaman ıstırabı da kaldırmış oluruz.
Bilgeliği ellerinde tutanlar , onu her gelen serseme öylece sunamazlar. İnsanın onu alabilmesi için hazırlanmış olması gerekir. Yoksa onu yararından çok zararı dokunur. Ayrıca , bilgeliğin sularında yalpa vuran bir sersem suyu bulandırınca, herkese de zararı dokunur. demek ki bilgiyi arayan insan önce sınanmalı , buna layık olup olmadığı anlaşılmalıdır. 
…gerçek cesaret insanı düşüncelerini yeniden gözden geçirmeye, değişimin güçlüklerine katlanmaya ve bilincini genişletmeye zorlayabilecek bir şeydir. Gerçek cesaret, insanın basmakalıp inançlarını tehlikeye atmayı göze almasıdır. 
Karşımızdaki düşmanın, onu kaç kere yenersek yenelim, sonunda bizi yere vuracağını biliyor gibiyizdir. Öyle çok müttefiki vardır ki… zaman, hastalık, sıkıntı, aptallık, dindar saplantılar, kötü alışkanlıklar!
“Siyasal liderlerimiz aydın değil, dürüst değil, ama birkaç istisna dışında siyasal liderler her zaman öyle olagelmiştir. Ben siyaseti ciddiye almaktan çok uzun zaman önce vazgeçtim. Bu konunun hayatımı nasıl yaşadığıma etkisi olmadı. Politika eninde sonunda her zaman keyif kaçırıcıdır. Ben ise, keyifli yaşamayı seçtim.”